karamazov kardeşler’de dostoyevski’nin dehası şurada belirir: alyoşa ile ivan arasında diyalektik ilişki kurulur, bu diyalektiğin temelinde din vardır. sonra, alyoşa ile dimitri arasında diyalektik kurulur, bu diyalektiğin temelinde ise ahlâk yer alır. ivan ile dimitri arasında da diyalektik kurulur, bu diyalektiğin temelinde ise sefahat/entelektüellik kaygısı vardır. spoiler vermemek için bazı karakterleri es geçiyorum.
tüm bu diyalektik ilişkilerin toplandığı kişi baba karamazov’dur. alyoşa ile ivan babadan kopabilmiştir. ama dimitri bu kopuşu gerçekleştirememiştir. ivan ile alyoşa’nın baba karamazov’la girdikleri ilişkide sürekli bir oluş söz konusudur, dolayısıyla babalarının bunlara zararı ya olmaz ya da geçici olur. ama dimitri babasına benzediği için onunla diyalektik bir ilişkiye giremez. bu ilişki diyalektik mahiyette olmadığı için oluş meydana gelmez, bayağı bir çatışma hâli söz konusu olur. bu çatışma da baba ile dimitri arasında daima yıkım getirir, zararı büyük ve kalıcı olur. dikkât edin, romanda alyoşa dönüşür, ivan dönüşür ama dimitri ile baba dönüşemez. alyoşa ile ivan’ın dönüşmelerinin sebebi, bunların babalarıyla da diyalektik ilişkiye girmeleriydi. ivan’ı alyoşa değil, babası dönüştürdü. aynısı alyoşa için de geçerli. dolayısıyla dimitri dönüşemedi, çünkü kardeşleriyle her ne kadar çelişmiş olsa da babasıyla çelişemedi.
freud’un karamazov kardeşler’e bu kadar takıntılı olmasının nedeni de tam olarak bu. baba figürü, özellikle erkek çocuklar için son derece belirleyicidir, her çocuk babanın otoritesine karşı istemsizce mücadeleye girişir ve hayatını da bu mücadele belirler.