Kan var bütün kelimelerin altında Ezop'un şu lanetli dilinden söz et Kan var bütün kelimelerin altında Umulmadık birgün olabilir bugün Aslan kardeşçe uzanabilir kayalıklara Bir çay söyle yağmurların kokusunda Kan var bütün kelimelerin altında İşte durup dururken şurda Bir yelpaze gibi açıldı sesin Güzün en gürültülü kanadında Göğün en ince
En büyük kepazeliğim her an, en kızgın anlarda bile, hiç de kötü, hırçın bir insan olmadığımı, sadece serçeleri ürküten kaynana zırıltıları misali kuru gürültü çıkardığımı utana sıkıla idrak etmemdir. Hiddetten ağzım köpürmüşken biraz yüzüme gülüp, önüme bir bardak şekerli çay sürerek gönlümü alırsanız, belki hemen o anda yelkenleri suya indirirdim. Üstelik duygulanırdım da; ama ihtimal, sonradan kendi kendime kızar, utancımdan aylarca uykularımdan olurdum. Huyum böyleydi işte.
Reklam
Bizdeki memleketten bihaber aydınlara benziyor..
Bazı vatandaşlarımız hakim yakaları ve uzun silindir şapkaları olursa sizin uygarlık seviyenize erişecekleri düşüncesiyle geleneklerinizin ve görgü kurallarınızın çoğunu benimsedi bile. Bu taklitler üzücü, çünkü Batı'yı anlamak için ne kadar hevesli olduğumuzu ortaya çıkardı.
Sayfa 10
Sömürge algısını bıraktığında..
Acaba ne zaman Batı Doğu'yu anlayacak veya anlamaya çalışacak?
Sayfa 10 - tabi bunda karakterleri satılığa çıkmış, bugünün derdinde kuklalarıda unutmamalı.
Bir akşam oturursun yalnız, yanında demli bir çay ve düşünürsün. Kaç cephede savaştığını, iyileşmez dediğin, kabuk bağlayan yaralarını sayarsın... Sayamazsın. Sonra anlarsın büyüdüğünü. Geçmez dediğin yaralarını... Belki gerekliydi bu yaraların. Mücadelen bitmiş gibidir oturduğun akşamın sabahı... Güçlüsün lakin bitmemiştir gecenin karanlığı. Güçlüsün...
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.