-Uçakta garip bir ses var. bir şey yoktur ya? Bunu ufak tefek yaşlıca bir kadın mırıldanmıştı.
-Yükseklik ne kadar?
-Hızımızı söyler misiniz?
-Hey, fıstık! şimdi nerelerin üzerindeyiz?
-Ay, burası çok havasız, cam açabilir miyiz?
-Şu iki çocuğa yemeklerini yedire bilirmisin? deyiverdi, o dört çocuklu anne, buyururcasına.
Resmen tımarhaneye dönmüştü burası.
Bir çay ister misin yoksa kahve mi
Kibritim yok demek cıgaraya başladın
Ellerin de titriyor bir şeyin mi var
Böyle bir kız değildin sen eskiden
Sana Ne yaptılar sana ne yaptılar
Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
Sayfa 13Kitabı okudu
-Çocuklarımız olduktan sonra karım benim varlığımı unuttu.
Bu çok eski usuldür sökmez, "Acındırma metodu" deriz. Genellikle arkası şöyledir:
-Sonra da köpek aldı eve, ben tamamen unutuldum.
En iyisi böyle bir herifi yolcu olarak unutmaktır.
-Demek Türk tütününü sevdirdi sana?
-Daha başka şeyleri de! Örneğin çok yumuşak bir şekerleri var ki "Turkish Delight" diyorlar. Nefis bir şey. İnsan ondan bir iki tane yeyince...
Sigaralarınızı içebilir, kemerlerinizi çözebilirsiniz artık, çünkü havalandık.
Hepiniz hoşgeldiniz!
Hosteslik okulunda dinlediğimiz konferansları anımsayarak, vereceğimiz cevabı düşündük. Okulda bize şöyle öğretilmişti: a) Herkes, bir gün hava yolcusu olabilir. b) Nezaket, toplum içinde her zaman geçerli bir erdemdir.
-Canın cehenneme şoför bozuntusu! -dedi Rachel Jones gülerek.
Kahve tercihimdir. :)
Bana, 'Dünyanın batmasını mı yeğlersin, yoksa çay içmemeyi mi?' diye sorsalar, her zaman çay içebilmem için, 'Dünyanın batmasını,' derim..
Sayfa 141Kitabı okudu
saçların uzundu omuzlarına akardı
gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından
onlar mı kestiler sen mi kısalttın
gülerdin içimize aylar doğardı
görünmez dağların arkasından
eski gülümsemeni beyhude aradım
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım
bir çay içer misin yoksa kahve mi
kibritim yok demek cigaraya başladın
ellerin de titriyor bir şeyin mi var
böyle bir kız değildin sen eskiden
sana ne yaptılar sana ne yaptılar
kirpiklerin ıslanıyor durup dururken
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi
çok değişmişsin birden tanıyamadım
Sayfa 13 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
-Ölecek miyiz?
Bu aptalca soruya hemen cevap verdim:
-Evet. Ama soğukkanlı olunuz.
"Tehlike zamanı" diye bir dersimiz vardı. "Uçak deniz üzerinde bir kazaya uğradığı zaman neler yapılmalıdır" bölümüne gelmiştik. Neler yapılırdı sahi. En yakışıklı müşteriyle birlikte sala binilir ve karikatürlerdeki adaya gidilirdi herhalde. Yahut da bu yakışıklı kaptan pilot olabilirdi...