"İnsanlar ne çok değişiyor, diye düşündüm bu sabah. Örnek istersen elimden düşmeyen çay bardağını gösteririm. Kahve sevdam yerini usulca çaya bırakmış, farkında bile olmamışım. Değişim vazgeçişleri de beraberinde getiriyor. Sonra bunu düşündüm hangisi önce oluyor diye kafa patlattım. Değişim başlarken vazgeçişleri de ardından mı sürüklüyor, yoksa vazgeçmek zorunda kaldığımızı için mi değişiyoruz? Bazı hayatlar hayal edildiği, arzulandığı şekilde sürüp gidebiliyorken bazılarının üzerine önceden planlanmış bir toz zerresi bile konmuyor konamıyor."
Sayfa 135 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okudu
sabah kalkıp ekmekle birlikte süt mü, kahve mi, yoksa çay mı içeceğimiz o anki ruh halimize bağlı değil midir?
Reklam
İşte şu yağmurlar, işte şu balkon, işte ben İşte şu begonya, işte yalnızlık İşte su damlacıkları, alnımda, kollarımda İşte yok oluşumdan doğan kent Hiçbir yere taşınıyorum, kendime sızıyorum yalnız Ben dediğim koskocaman bir oyuk Koltuğun üstünde, aynadaki yansıda Bir oyuk! sofada, mutfakta, yatağımda Yaşamayı tersinden kolluyorum sanki Yetişip
bir çay içer misin yoksa kahve mi kibritim yok demek cıgaraya başladın ellerin de titriyor bir şeyin mi var böyle bir kız değildin sen eskiden sana ne yaptılar sana ne yaptılar kirpiklerin ıslanıyor durup dururken o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi çok değişmişsin birden tanıyamadım
Sana Ne Yaptılar
o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi bir bıçağın ağzında yürür gibiydin demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında gözlerinde karanlığı dar hücrelerin seni görür görmez özgürlüğümden utandım söyle ne içersin çay mı kahve mi çok değişmişsin birden tanıyamadım saçların uzundu omuzlarına akardı gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından onlar mı kestiler sen mi kısalttın gülerdin içimize aylar doğardı görünmez dağların arkasından eski gülümsemeni beyhude aradım o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi çok değişmişsin birden tanıyamadım bir çay içer misin yoksa kahve mi kibritim yok demek cıgaraya başladın ellerin de titriyor bir şeyin mi var böyle bir kız değildin sen eskiden sana ne yaptılar sana ne yaptılar kirpiklerin ıslanıyor durup dururken o sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi çok değişmişsin birden tanıyamadım
Sayfa 11 - Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Sana Ne Yaptılar
O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi Bir bıçağın ağzında yürür gibiydin Demirlerin soğukluğu soluk dudaklarında Gözlerinde karanlığı dar hücrelerin Seni görür görmez özgürlüğümden utandım Söyle ne içersin, çay mı kahve mi Çok değişmişsin birden tanıyamadım. Saçların uzundu, omuzlarına akardı Gönlümüz şenlenirdi sarışınlığından Onlar mı kestiler, sen mi kısalttın Gülerdin, içimize aylar doğardı Görünmez dağların arkasından Eski gülümsemeni beyhude aradım O sabah mı çıkmıştın bir gün önce mi Çok değişmişsin birden tanıyamadım. Bir çay içer misin, yoksa kahve mi Kibritim yok, demek cigaraya başladın Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var Böyle bir kız değildin sen eskiden Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar? Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
Reklam
Bir çay içer misin, yoksa kahve mi Kibritim yok, demek cigaraya başladın Ellerin de titriyor, bir şeyin mi var Böyle bir kız değildin sen eskiden Sana ne yaptılar, sana ne yaptılar? Kirpiklerin ıslanıyor durup dururken O sabah mı çıkmıştın, bir gün önce mi Çok değişmişsin birden tanıyamadım.
Sayfa 13 - KültürKitabı okudu
Merhaba kitapseverler #ÖtekişeylerinTarihçesi#SemaSoykan#Tarih#Kültür#Etimoloji#Atasözler#Deyimler#GalatıMeşhurlar#okudumbitti#ozlemli_kitaplar#engelsizokurlaokuyoruz "Sorgulayıcı değil teslimiyetçi,araştırıcı değil ezberci yaratıcı değil taklitçi olan halkların, uydu, uşak yahut sömürge olmaktan öteye geçmeyeceğini görün artık. Rotası belli
bir çay içer misin yoksa kahve mi kibritim yok demek cıgaraya başladın ellerin de titriyor bir şeyin mi var böyle bir kız değildin sen eskiden
Tek anlayabildiğim, ressamın karısının içini kavuran bir susuzluğu olduğuydu - ama bu durumun hastalığın bir sonucu mu, yoksa hastalığın kendisi mi olduğunu anlayamıyordum. O kış durmaksızın mürver şerbeti ve çay içti, su içti, kahve süt, hatta balıkların kaynatıldığı suyu içti. İçinde parlak bir sıvının bulunduğu her kabı, sıvıyla dolu her kaseyi dudaklarına götürdü, müdahale eden olduğunda ise acılar içinde inledi: Yanıyorum, yanıyorum! Sıvı özelliği taşımayan hiçbir şey onu rahatlatmıyordu.
Sayfa 303Kitabı okudu
207 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.