Gönderi

Tek anlayabildiğim, ressamın karısının içini kavuran bir susuzluğu olduğuydu - ama bu durumun hastalığın bir sonucu mu, yoksa hastalığın kendisi mi olduğunu anlayamıyordum. O kış durmaksızın mürver şerbeti ve çay içti, su içti, kahve süt, hatta balıkların kaynatıldığı suyu içti. İçinde parlak bir sıvının bulunduğu her kabı, sıvıyla dolu her kaseyi dudaklarına götürdü, müdahale eden olduğunda ise acılar içinde inledi: Yanıyorum, yanıyorum! Sıvı özelliği taşımayan hiçbir şey onu rahatlatmıyordu.
Sayfa 303Kitabı okudu
·
6 views
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.