Bir gün, öğrencisi Japon­ ların neden çay fincanlarını kolayca kırılacak kadar ince ve narin yaptıklarını sorar. Suzuki’nin cevabı gerçek bir Zen eğitmeni olduğunu ispatlar niteliktedir: “Kolayca kırılmaları onların çok narin olmalarından değil, senin onları nasıl tuta­ cağını bilmemenden. Sen çevrene uyum sağlamalısın, çevren sana değil.”
Ben de çayı çok severim :)
Shôbôgenzô'da da şöyle denmektedir: "Budaların, yaşlı ve saygın kişilerin günlük hayatı, çay içmek ve pirinç yemekten başka bir şey değildir."
Sayfa 31 - İnsan YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Eşyalar yıllarca kullanıldığında eskir. Bir nesnenin kullanım süresi dolabilir. Fakat bu yaşamın sonu demek değildir. Farklı bir kullanışını keşfedebilir ve bu nesneye yeniden hayat verebilirsiniz. İşte bu ruh hali, Zen'in kalbidir.Mesela bir değirmen taşını düşünelim. Yıllar yılı kullanıldıkça yüzeyi yıpranır ve üstüne konanlar artık öğütülemez hale gelir. Fakat bu eşyanın sonu gelmiş sayılmaz. Onu bahçeye koyabilir, basamak niyetine kullanabilirsiniz. Ya da kenarı çatla- mış bir çay fincanı, tomurcukları sakladığınız bir vazo olabilir.Nesnelerin ille tek bir kullanılışı yoktur. Kullanıcının hayal gücüne göre, binlerce farklı biçime girebilirler. Bir objeyi nasıl kullanacaksınız? İşte mitate kavramının estetik yanı budur.
Sayfa 117Kitabı okudu
Bir üniversite profesörü bir gün Japon Zen ustası Nan-İn’i ziyarete gider; amacı Zen hakkında bilgi edinmektir. Nan-İn profesöre çay ikram eder ve fincanını iyice doldurur; fincan dolduğu halde çayı koymaya devam eder. Profesör fincanın taştığını görünce dayanamaz ve sorar: “Fincan doldu, taşıyor! İçine daha fazla bir şey alamaz! Usta Nan-İn yanıtlar: “Bu fincan gibi siz de kendi fikirlerinizle dolusunuz. Fincanınızı boşaltmadan size nasıl Zen’i gösterebilirim ki?”
Çayseverlik ekolü, Zen kültürünün yaşamdaki küçük şeylerde bile mükemmellik arayışının sonucudur. Taoizm estetik değerlerin temelini oluşturmuş, Zen de onları pratiğe dönüştürmüştür.
Zen'in doğu kültürüne bir katkısı da dünyevi şeyleri ruhani şeylerle aynı değerde tutması olmuştur. Her şeyin birbirine bu kadar bağlı olduğu düzende küçük ve büyük arasında hiç fark yoktur, bir atom parçası tüm evrenle aynı imkanlara sahiptir. Mükemmeli arayanlar önce kendi içindeki ışığı keşfetmelidir. Zen manastırının bu öğretisi gerçekten büyük önem taşır.
Reklam
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.