Kitabevinde felsefe kitaplarına rastgele göz atarken karşıma çıktı bu kitap. İsmi ilgi çekici geldi en başta. Hatta iddialı bir isim olduğunu da düşündüm "Cehaleti Anlamak". İçimden "Anlaşılmaz yaşanır" gibi soğuk bir ironi yaptım ve biraz incelemek istedim. O sırada, yanımda diğer kitaplara göz atan bir kadın ( sanırım kitabın
“ Dahası sakın ola ki yemekten önce Sovyet gazetesi okumayın!
“ Hımm... ! İyi de başka gazete yok ki. “
“ O zaman hiç gazete okumayın. Biliyor musunuz kliniğimde 30 kere gözlem yaptım. Ne sonuca vardım dersiniz? Gazete okumayan hastalar kendilerini harika hissediyordu. Gözlem adına zorla Pravda okuttuklarımsa kilo kaybediyordu! “
13 Ocak 1921 Tarihinde, Meclis Başkanı Mustafa Kemal Paşa yaptığı konuşmanın sonunu şöyle bağlayacaktır,
“…(Namık) Kemal demiştir ki:
‘Vatanın bağrına düşman dayadı hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini'
İşte bu kürsünden bu meclisin başkanı sıfatıyla meclisi oluşturan bütün üyelerin her biri adına ve bütün millet adına diyorum
En Büyük Günah
Bir insanın kendine yapabileceği en büyük günahın ne olduğunu düşünürken İbnü’l-Arabî hazretlerinin Fütühâtü ’l-Mekkiyye’sinde yazdığı şu cümlesine denk geldim: ”En büyük günah, kalbin ölümünü getiren şeyi ortaya çıkarmaktır. Kalp, sadece Allah’ı bilmemekle ölür. Cehalet dedikleri şey de budur. Çünkü kalp, Allah’ın kendisi için seçtiği evdir. Bir kimse, evi kötüye kullanarak ev ile evin sahibinin arasına girer. Bu kimse en çok kendisine karşı hata etmektedir. Zira evin sahibinden gelecek nimetten kendisini, evi O’na bırakmayarak mahrum kılmıştır. İşte bu cehaletin mahrumiyetidir."
Bu son derece çarpıcı pasajda bence iki önemli noktaya vurgu yapılıyor. Birincisi, insanın manevi ölümünün Allah’tan uzaklaşmak olduğu ve ikincisi ise cehaletin sanılanın aksine mutluluk değil mahrumiyete neden olduğudur. Kalbinin sesine kulak vermeyenlerin bu dediğimizi komik bulacakları âşikârdır ama hayat sadece dünya hayatından ibaret değildir ve insan da sadece zevklerinin peşinde koşacak kadar basit bir varlık değildir. İbnü’l-Arabî hazretlerinin cümlesinden cehaletin kişinin kendisine bile kötülük yapmasına ve büyük mahrumiyetlere düşmesine sebebiyet verdiği anlaşılıyor. Halbuki insan en çok kendisini sever.