Yirminci yüzyılda, deliliğin bile standartlaştırıldığına tanık olduk. Tanımı gereği norm dışı diye ele aldığımız delileri bile kendimize benzettik. Deli dediğimiz insanların da herkes gibi tedavi olanaklarına ulaşmak için bin türlü bürokratik işleme uyması ve profesyonel şifacıların ücretini karşılaması bekleniyor. Delilik, günümüzün gelişen totaliter devletinin bir parçası. Neyin delilik sayılacağı, devlet tarafından tedavi ruhsatı verilen resmi şifacılar, psikiyatristler belirliyor. Deliler, deliliklerinin özgürlüğünü yitiriyor.
Peki, ya aşkın karşılığı olan hiçbir sözcük olmasaydı? O zaman aşk olmayacak mıydı yani? Aşk duyulmayacak mıydı o zaman? Ask, sözden önce de vardı.
Reklam
Radyasyondan çok birbirlerinin kalplerini kırmaktan ölüyor insanlar.
geceler bizi yeniden âşık eder, bize “seni seviyorum” dedirtir.
Sessizligi ilk bo­ zan, çogunlukla, hakim durumdaki kişidir: "Sana söz ve­ rilmeden konuşma!" Karşılıklı konuşma sürecinde, konuş­ ma sırasını, yani hakim rolü ele geçirmek için, çogu zaman bir yarışma başlar. "Haklısın", "anlıyorum" sözcükleri, gö­ rüş birligini dogrulamaktan çok, konuşmayı kesrnek ve sö­ zü devralmak için kullanılır.
“Yaşam aşktan üstündür. Aşk yaşamın bir parçasıdır. Yaşarken severiz. Severek ve acı çekerek yaşarız. Acı çekmek de, sevmek de yaşama aittir. Yalnız sevmeyi seçmek ve acı çekmeyi reddetmek yaşamı reddetmek demektir.”
Sayfa 267Kitabı okudu
Reklam
“Aşka, tüketilecek, sahip olunacak ya da teslim olunacak bir nesne gözüyle bakıldığı zaman nefret de ortaya çıkar.”
Sayfa 266Kitabı okudu
Günümüzde cehennem kendilerine inananlann, cennet ise paralı askerlerin mekanıdır.
Bugün, yeryüzündeki ce­ hennem sansüre tabi. Tabu sayılıyor.
Insanın yargılanmayı reddetmesi, onun kibirli biri ol­ duğu anlamına da gelmez. Asıl kibirlilik, yargılamaktır. Ce­ hennem, sadece yargılayanlar ve yargılanmayı kabul eden­ ler için kötüdür. Cennetin ve onu meşrulaştıranlann tersi­ ne, cehennem, özgür ruhun meskenidir.
Reklam
“İnsanı mutlu etmesi gereken bir ‘an’ yoktur. İnsan mutlu bir ‘an’ sipariş edemez. Ne geçmişten, ne de gelecekten.”
Sayfa 254Kitabı okudu
“Hepimiz, belirsizce belirlenmiş bir sürecin parçasıyız. Sürer gideriz. Kimi zaman akıntıyla birlikte, kimi zaman akıntıya karşı kürek çekerek. Kimi zaman direnir, boğuluruz. Kimi zaman yorgun düşeriz, çıkarız sudan. Boğulsak da, suyun üstünde de kalsak, önemi yok. Hepsi yaşam çünkü.”
Sayfa 253Kitabı okudu
“Geçmişteki süreçlerden belirli ‘an’ları koparıp, geçmişte çok mutlu ya da çok mutsuz olduğumuza karar veremeyiz. Geçmişte yaşanmış ‘an’lardan hatırladıklarımıza dayanarak yeniden kurulan şey, hapishaneden farksızdır. Hayatı dışarıda tutan bir kaledir o.”
Sayfa 252Kitabı okudu
Aşırı haber ve bilgi bolluğu, bizi her türlü bilgi ve habere karşı duyarsızlaştırıyor.
Özgür toplumda kahramanlara yer yoktur.Özgür insanın kahramanları olmaz.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.