Tanrının ölümü
Güpegünduz fener yakarak, pazaryerine koşup "Tanrı nerede? Tanrı nerede?" diye haykıran çılgını duymadınız mı? Etrafındakiler Tanrı'ya inanmadıkları için kahkahayı patlattılar. "Yok mu olmuş?" Biri sordu. Diğeri, "bir çocuk gibi kaçmış mı?", "Yoksa saklanıyor mu?", "Bizden korkuyor mu?",
TOZLU SAHİFELERDEN ÇIKIP YÜREKLERE YERLEŞEN KAHRAMAN: KÜR ŞAD (BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ) Olay Örgüsü İncelemeye geçmeden önce romanın genişçe bir özetini vermek faydalı olacaktır. Olay 621 yılında, bir yaz gecesi başlar. Yüzbaşı Işbara Alp'ın buyruğundaki Gök Türk erleri bozkırda uyumaya çalışmaktadırlar. Ertesi gün Çin'e akın
Reklam
07 Mayıs'ta Atsız'ın Maltepe'deki evi İstanbul emniyet mensupları tarafından aranmış; 14 resim, 108 mektup, 14 evrak ve 7 deftere el konulmuştur. 09 Mayıs'ta da Nejdet Sançar'ın Balıkesir'deki evi aranmış ve birçok evrakına el konulmuştur ("1944-1945 Irkçılık Turancılık Davası”, Orkun 33, 18 Mayıs 1951: 14; sayı 39, 29 Haziran 1951: 12-13). Aynı şekilde Reha Oğuz, Zeki Velidî (12 Mayıs), Hasan Ferit Cansever ile onlara yakın kimselerin evlerinde de aramalar yapılır. Onlarla yakınlığı olanlar, Türkçülük ülküsü için birlikte çalışanlar birer birer tutuklanır. 11 Mayıs'ta Devlet Konservatuarı Müdürü Orhan Şaik ve Balıkesir Lisesi edebiyat öğretmeni Nejdet Sançar, 13 Mayıs'ta Erenköy Kız Lisesi tarih öğretmeni Bedriye Atsız bakanlık emrine alınır. 13 Mayıs'ta Prof. Dr. Zeki Velidî Togan İstanbul emniyetinde sorguya çekilir ("19441945 Irkçılık Turancılık Davası", Orkun 43, 27 Temmuz 1951: 12-14; sayı: 44, 03 Ağustos 1951: 13-14).
Vergilius'un Ölümü, her şeyden önce batı edebiyatında ve roman düzleminde sanata yöneltilmiş en temel ve aynı zamanda da en acımasız sorgulamalardan biridir. Şair Vergilius, biraz yukarıdaki iç monologda hayatının son saatlerinde Roma'da iktidar sahipleri ve halkın bir kesimi tarafından daha kendisi hayattayken onca yüceltilmiş şiirleriyle, gerçekte acılarla, kargaşayla ve adaletsizliklerle dolu bir dünyada aslında neyi değiştirebilmiş olduğunu sorgular. İç monoloğun akışı boyunca bu sorgulama, şiir sanatından yola çıkarak sanatın geneline yayılır ve "Sanat, neyi değiştire- bilir?" sorusunda odaklaşır. Sorular daha romanın ilk bölümünde, imparatorluk filosunun İtalya'nın Brundisium (bugünkü Brindisi) limanına yanaşmasından ve hasta şairin bir tahtırevana yerleştirilerek kölelerin elleri üstünde imparatorluk sarayına doğru yola çıkarılmasından sonra birbirini izlemeye başlar. Yarı dalgın bakışlarıyla daha geminin güvertesinde uzanmış yatarken, bir yandan güvertedeki triklinium'larda deliler gibi yiyip içen saraylıların doymak bilmez açgözlülüğünü ibretle izleyen, öte yandan ise aynı güvertenin hemen altında, küreklerin başında forsaya çakılmış olan kölelerin iniltilerine, sırtlarına inen kırbaç seslerine ve bucurgatlardan yükselen seslere kulak veren Vergilius'un kafasında şekillenen soru, sanat açısından neredeyse ölümcüldür: "Ben, hep yüceltilmiş, övgülere boğulmuş dizelerimle bu dünya hâlinde bir değişiklik yaratabildim mi?"
Ahmet CemalKitabı okudu
Dickie' nin polis tarafından sorguya çekilmiş olmasından ötürü hem sıkıldığını, hem öfkelendiğini, tanıdıkların ve yabancıların telefonlarıyla rahatsız edilmemek için evinden otele taşınmak zorunda kaldığını açıkladı.
1 Haziran 1943'te Askere Alma Dairesi'ndeki celp gününe dair anısını şöyle anlatır: "Artist gibi giyinmiştim... Saçlarımı da kırmızıya kesmiş bir çalılık gibi kıvırıp kabartmıştım." Kabul masasında oturan beyaz askerden "kafayı oynatmış" diye söz eder. Havalı bir takım elbise giymiş dümenci sonunda celp sırasından çekilerek askerliğe ehliyetinin olup olmadığının saptanması için askeri bir psikiyatr tarafından sorguya çekilir. Malcolm bir süre ortalıkta boş boş dolaştıktan sonra psikiyatrın kulağına şunu fısıldamış: "Ben Güney'e gitmek istiyorum. Oradaki zenci askerleri örgütleyeceğim tamam mı, çaktın mı dalgayı? Ordunun silahlarını çalıp Güney'in beyaz fellahlarını toptan geberteceğiz!" Bunun üzerine afallayan psikiyatr, "Tamam tamam, anlaşıldı," diye bağırıp daha sonra ona 4-F askeri ehliyeti yok diye tanı koyar. "Sonra, muayenede çürüğe çıkarıldığıma dair bir 4-F kartı aldım, ondan sonra da ne Ordu beni aradı ne de ben Ordu'yu," diye sözlerini bağlıyor, muzaffer bir edayla..
Sayfa 65 - İthaki YayınlarıKitabı okudu
Reklam
77 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.