AZ BİRAZ DAHA ÖTEDEN
Yine değişmeyecek şeyler için çıktık yola,
Bir kara çarşafla ruhumda.
Zamanın şalteri kırık henüz,
Bir mücadele ile,
Amansız, apansız...
Aynı şeyler senaryosu üzerime,
Bir matematik hesabı gibi.
Fakat artık Dünyalılar o kadar şımarıklar, hapsedici çelik mağaralarına o kadar bağlılar ki ebediyen tuzağa düşmüş durumdalar.
Sayfa 127Kitabı okuyor
Müslüman Kendine Yakışanı Yapar.
Hz. Ebûbekir (r.a.), Şam’a gönderdiği orduya komutan tayin ettiği Yezid b. Ebî Süfyân’a şu tavsiyelerde bulunmuştur:
“Sana şu on hususu tavsiye ediyorum:
1.2.3.Kadın, çocuk ve ihtiyarları öldürme.
4.Meyve veren ağaçları kesme.
5.Mamur bir yeri tahrip etme.
6.Yemek maksadıyla olanı hariç koyunları ve develeri boğazlama.
7.8.Arıları yakma ve onları mekanlarından ayırma.
9.Ganimetten bir şey çalma ve
10.Asla korkaklığa kapılma.” (Muvatta’, Cihâd 10)
Manzaranın tadını çıkartırken artakalan şeyleri düşünmeyin.
Yaşam sanatında çelik gibi sinirlere sahip olabilenler iradeleri yıpratacak bir güce hükmederler. Önemli olan ölümün gölgesinde dans edebilmek hiç değildir. Asıl maharet küçük aptallıklara tahammül ve sıradan günlerin büyük sıkıntılarına rağmen tamahkar olmamaktadır. Ve bir insanın gözümdeki gerçek değeri yarattığı saygısı kadardır.
— Photographer: 
Herakles
— Location: Haydarpaşa Garı, Kadıköy, İstanbul
Oruç insanların her yıl bir ay süreyle katıldığı bir ruh şölenidir.
Oruç nefse, ilâhî emirlerin en meşakkatlisi gibi görünür. Bu hikmete binaen önce dinî emirlerin en hafifi olan namaz, ikinci olarak ortası olan zekat, üçüncü olarak da en zoru olan oruç emredilmiş, böylece dinî emirlerin bildirilmesinde tedricî bir yol takip edilerek insanlara bir alıştırma yapılmıştır. (Elmalılı, Hak Dini, I, 627-628)
Söz: Sezai KarakoçKitabı okuyor
1 yılımın özeti evet ömrümden geçen bu yılın
Onun için gidiyorum ama O’nu kendime küstürüyorum
Bilmiyorum doğrumu yapıyorum
Yalnızlığımı ve tenhalığımı onunla gidermek istiyorum
Sanki zehirli bir şerbet içiyorum
Halbuki kalbin ve yalnızlığın huzuru bir tek O’nda
Bense bunu anlamak için çaba göstermiyorum
Pişmanım affet çok pişmanım
Ama çok yalnızım
Çok yalnızım tek başımayım
Kimse
Teklifsiz ol, bayağı olma; dostlarının arasında denenmiş olanları çelik halkalarla bağla yüreğine. Ama her zıpçıktı, acemi çaylak arkadaşı da el üstünde tutup elini kirletme.
Sayfa 21Kitabı okuyor
Kanla Kirlenmiş Evrak
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
Aşklarım, inançlarım işgal altındadır
Tabutumun üstünde zar atıyorlar
Cebimdeki adreslerden umut kalmamıştır
Toprağa sokulduğum zaman çapa vuran adamlar
Denize yaklaşınca kumlar ve çakıltaşları
Geçmiş günlerimi aşağılamaktadır.
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında.
Ve rüzgar buruşturuyor polis raporlarını
Kadınlar fazlasıyla günaha giriyorlar
Bazı solgun gömleklerin çözük düğmelerinden
Çelik tırpan gibi silkiniyor çocuklar
Denizin satırları arasında.
Gece arsızca kükrüyor paslı beyninde şehrin
Küfre yaklaştıkça inancım artıyor.
Karanlık sözler yazıyorum hayatım hakkında
Öyle yoruldum ki yoruldum dünyayı tanımaktan
Saçlarım çok yoruldu gençlik uykularımda
Acılar çekebilecek yaşa geldiğim zaman
Acıyla uğraşacak yerlerimi yok ettim.
Ve şimdi birçok sayfasını atlayarak bitirdiğim kitabın
başından başlayabilirim.
Sayfa 160
Ne bulacaklar? Büyülü bir mekânda yazı tarihinin somut biçimini, İngilizce’nin yeterince övülmemiş donanımını bulacaklar. Buradaki her şey, bir zamanlar bir şeyler yapıyor, şakır şakır çalışıyordu; tüm bu metal harf kalıbı ve matris dolu 23 bin çekmece, her büyüklükten yüzlerce font, bütün bu düz kazanlı presler, bütün bu 600 bin bakır harf şekli, sıcak kurşun harf dizen bütün bu tuş takımları ve döküm makineleri, York’taki DeLittle şirketinden gelen tüm bu ahşap yazı koleksiyonları ve makineler, Sheffield’den gelen tüm bu çelik tarihi - dünyanın büyük kütüphanelerini yaratan yüzlerce şey... Bilgisayarlar gelince, hepsinin sonu geldi. Artık hepsi sessiz.
Sayfa 237Kitabı okudu
Seviyorum seni çelik hançerim,
Parlak ve soğuk arkadaşım.
Düşünceli bir Gürcü, öç gününe dövdü seni örste,
Özgür Çerkes, kanlı bir savaşa biledi.
Sayfa 22 - HançerKitabı okuyor
