Sevgili Dost'um Ali Ural. Önce kitabını, sonra bendeki tesirini anlatacağım, müsaadenle..
Kitap 61 mektuptan oluşuyor. Neden 61?
Birinci Mektuptan önceki sayfada şu açıklamayı görüyorsunuz.
"Posta Kutusundaki Mızıka, unutulan mektubun kefaretidir."
Altmış birinci mektuptaki son cümle ise "altmış birinci mektup kefareti
İNTİKAM ALMAK BİREYSELDİR, CEZALANDIRMAK TANRI'NIN İŞİDİR!
Nike'ın ünlü sloganı ''JUST DO IT'' bir idam mahkumunun son sözü imiş. Sadece yap!
Tarih : 15 Mart 1832, 186 yıl önce!
Yer : Dijon / FRANSA
Çürümeyi okumaya karar verdiyseniz ve kitabı elinize aldıysanız sizi kimsecikler bundan alıkoyamaz, tavsiyeye de gerek duymazsınız. Çünkü kitabın kapağını açar açmaz sizi içine çeken çekene; çürümeler, kokuşmalar, bunalımlar, haykırışlar; düşünceler, tespitler, eleştiriler...
Kitaptan alıntılarla somutlaştırayım, daha iyi anlaşılır: “Nerede
Mary Stuart .
Dünya tarihinde belki başka hiçbir kadın edebiyata bu kadar konu olmamıştır, dramlarda , romanlarda , biyografilerde ve tartışmalarda böylesine konu edilmemiştir.
Şansı ve gücü, pırıl pırıl bir gökyüzünde beliren bir sabah yıldızı gibi çevresine ışık saçarak çok kolay bir şekilde ve hızla yükselmiştir. Kraliçe olarak doğmuştur, henüz daha çocukken kutsanıp ikinci defa kraliçe olmuştur. Ama bu hızlı yükseliş gibi düşüşü de çok ani ve çok hızlı olmuştur.
Bir kraliçe olsa da o da her kadın gibi aşka boyun eğdi. Zweıg’ın dediği gibi “Kendini aşk ateşiyle yakanlar, bütün hayatlarını da yakmış olurlar.” Mary Stuart aşkını hiçbir tehlikeden ve ölümden korkmadan kahramanca yaşadı. Duygularının varacağı en son aşamaya kadar, kendi kendisini bitirip yok edinceye kadar aşkını yaşamasını bildi. Belki aşık olmak için seçtiği adam çok yanlış kişiydi ama kendisi onu doğru aşkla sevmesini de bildi.
Kendisi vaktiyle brokar bir kumaşın üzerine şu cümleyi kendi elleri ile işlemişti
“SONUM BAŞLANGICIM OLACAK” sanki kendisi adına kehanette bulunmuşçasına bir cümle.
I Elizabeth tarafından idama mahkum edilince kutsanmış kraliçe olarak başını cellat kütüğünün üstüne koyarken takındığı tutum ve davranışları bütün dünya ve kendisinden sonra gelen kuşaklarca hep konuşuldu .
3 koca , 3 ülke, 1, oğul ve sonunda 1 kelle kaybeden bu kraliçenin biyografisini Zweig tarihi belgelerden faydalanarak ve kendi yorumunu da katarak çok güzel bir iş çıkarmış .
Mary StuartStefan Zweig · Can Yayınları · 2019746 okunma
Uzun bir süredir öykü ağırlıklı okumalar yapmaktayım. Daha önce paylaşmış olduğum bir alıntıda yer aldığı gibi (#69389465), ben de herkesin bir öyküsü, şiiri, şarkısı olması gerektiğini düşünüyorum. Bu nedenle okumuş olduğum 164 tane öykü kitabının içinden bana dokunan öyküleri bir ileti altında paylaşmak istedim.
Bu
Ekmek şarap sen ve ben
bir de sabahın dördü
dışarda kar
odamız ılık
gözlerin ılık ılık damlarken boş kadehe
anlattın bana ağzı sarımsak kokan bir oğlanla yattığını
aşkı tattığını, karım dediğini ve aldattığını
kıskandım Gogen’i Tahitilim
terlemiş vücudunu silerken
cüzzam mikrobunu ve yaktığı kulübesini
saçların bağlamıştı ellerimi muz
Neresinden tutarsanız tutun, Selahattin Demirtaş' ın Seher' i ve Devran 'ı, Türk Edebiyatı' nda çok önemli bir yer edindi kendisine ve hikayeciliği yönüyle zamana direnip yarınlara kalmaya devam edecektir. Bu basit bir ideolojik düşünceyle açıklanacak bir durum değildir. Tabi ki siyasi ideolojilerin canı cehenneme. Edebiyat alemi öyle bir alemdir
Evet herkese merhaba ;
Sitedeki ilk Orhan Pamuk incelememi yazıyorum, umarım hakkını verebilirim. Orhan Pamuk'un kalemine olan sempatim, saygım yakın çevrem tarafından az çok biliniyor. Kevser (
NigRa) ile sohbet ederken etkinlik fikri çıktı ortaya yapalım mı yapalım, gerek insanların ön yargılarını kırmak adına, gerek okuma