12 Mart 1971
1960'lı yılların sonunda dünyanın diğer pek çok yerinde olduğu gibi türkiye’de de ciddi bir çalkantı ortamı vardır. özellikle sol hareketler yükselişe geçmiş ve şiddet içeren çeşitli eylemler aracılığıyla “devrim” idealini hayata geçirmeye çalışmışlardır. bunlara karşıt olarak beliren diğer başka oluşumlar da milliyetçi bir dil kullanarak
Editör'den: Savaşa Hayır!
Tıs yok!
Arkadaşlar uyardı, yazımı yazmam gerekiyormuş. Ne yazayım diye düşünüyorum. Önemli bir edebiyat olayı oldu mu geçen ay? Düşündüm, yeni birkaç dergi falan, ama heyecan yok. Edebiyat aleminde anlayacağınız tıs yok.
Kendi imzamı da atarak, Edebiyatçılar Derneğinin bildirisini yayımlıyorum.
Savaşan Bir Dünya İstemiyoruz
Edebiyat insanın ve dünyanın çoğalmasından, savaş kısırlaşmasından beslenir.
Edebiyat insanın ve dünyanın ayrıntılarını ortaya çıkarır, savaş yok eder.
Edebiyat demokratiktir, savaş antidemokratik. Edebiyat dünya barışına hizmet eder, savaş silah tüccarlarına.
Edebiyat tüm insanların bu dünyadan eşit pay almasını ister, savaş ise güçlünün eline geçmesini.
Edebiyat dünyaya bir armağandır, savaş insanlık suçudur. Bu suçun bir parçası olmamak için savaşa hayır...
Savaşsız bir dünya için barış kültürü!
Edebiyatçılar Derneği
İmzası olan edebiyatçılardan bazıları:
Aysu Erden, Nalan Barbarosoğlu, Özcan Karabulut, Kemal Gündüzalp, Gökhan Cengizhan, Ferda İzbudak Akıncı, Mehmet Zaman Saçlıoğlu, Hüseyin Peker, M. Sadık Aslankara, Mehmet H. Doğan, Turhan Günay, Cem Erciyes, Semih Poroy, Ahsen Erdoğan, E. Bülent Yardımcı, Altay Ömer Erdoğan, Dinçer Sezgin, Erdal Öz, Namık Kuyumcu, Halil İbrahim Özcan, Hayri K. Yetik, Eray Karınca, Zeynep Aliye, İsmail Gümüş, Hüseyin Yurttaş, Zafer Doruk, Alper Akçam, Faruk Şüyun, Cihan Demirci, Sevgi Özel, Mevlut Kaplan, Hasan Özkılıç, Talip Apaydın, Sultan Su Akar, Ahmet Yıldız, Mustafa Şerif Onaran, Özgen Seçkin, Haydar Ünal, Orhan n Tüleylioğlu, Aydın Şimşek, Ahmet Günbaş.
Merhaba , Haziran ayını hem konu hemde gerçek anlamda ağır bir kitapla " Cumhuriyet Devrinde Bir Osmanlı Prensesi : Neslişah " ile açıyorum.
Esasında sürgün edilen her bir Hanedan mensubu için ayrı ayrı kitap yazılabilir.Hayatlarının tamamen değişmesinin yanı sıra onlara ait bu "yüksek mertebe" ile yaşadıkları yerlerde dikkat
320 syf.
8/10 puan verdi
Bismillah,
Değerli Ömer Faruk Hocamızın makalelerinin toplanıp cem edilen bir eseridir. Birçok farklı konuda İslam'ın emrettigi duruşları ve tavırları ayet ve hadislerle işaret etmiş, konuları da elinden geldiğince muhtasar biçimde işlemiştir. Hocamız biraz daha Türkçe dil ve anlatım kurallarına dikkat edebilseydi daha iyi olurdu.
Rabbim ecirlerini ziyade eylesin. Amin
Bu kitap hakkında inceleme yazmak biraz zor. İnsanın boğazı düğümleniyor düşününce. Öyle bir his. Büyük bir trajedi gibi değil aslında. Aksine çok gerçek. Çok hayatın içinden. Anne baba yüzünden mahvolan hayatlar. Kendi mahvolduğu için çevresindekilerin de mahvolmasini umursamayan insanlar. Böyle olunca gerçekleşen birbirinden kopuk görünse de aslında bağlı olaylar zinciri.
Sürükleyici bir roman elinize aldığınızda hem rahatsız olacak ama buna rağmen de okumayı bırakamayacaksınız. Tam olarak arka kapakta yazılan gibi bir roman ne eksik ne fazla.
Nasıl yorum yazacağımı bilemediğim bir kitapla geldim bugün. Kitaptaki hiçbir karakter mi düzgün olmaz ya. Hepsi de haklı kitaptaki karakterlerin ama bir o kadar da haksızlardı.
.
Kapak kızı’nda tanıştığımız,hakkında konuşulan Şebnem’i dinliyoruz bu kitapta. Şebnem,ailesinin kurbanı olmuş bana göre. Ne kadar zeki ve vicdanlı bir insan olduğunu göstermektense,herkesin ondan beklediği gibi bir kadın olmayı seçmiş. Ailesinin hiç sevmediği Şebnem,sevgiyi başka tenlerde,tanımadığı insanlarda,babası yaşındaki adamlarda aramış. Ali vermiş ona istediği sevgiyi,ama sonra terk etmiş onu. Şebnem de sevgiye çok benzediği için Osmanla kalmış uzun süre. Osman kitapta sabrımı en çok zorlayan karakterdi.Neyse ki sonlara doğru herkes hakettiğini buldu da bir nebze rahatladım.
.
Ayfer Tunç’un kalemini çok severim. Varlığından bile haberimin olmadığı duygular yaşatır bana.Bu kitabında da öyle oldu. İnsanların riyakarlıkları,kolpalıkları gerçekten nefret ettirdi beni. Çünkü yazılanlarda hiç abartı yoktu. Sadece kitapta verilen gizem öyle uzatılmıştı ki,zaman zaman yordu.Kaypaklıkları sınırlarımı zorlayan Osman’ın hikayesi var şimdi sırada. Ama önce Şebnem’in başına gelenleri bi sindirmem lazım. Kitap ,tüm Ayfer Tunç kitapları gibi çok güzeldi,çok hayatın içindendi.