Mustafa Kemal Paşa'yı "mesih" görmek de, "İngiliz adamı" saymak da, bir ve aynıdır; bunların yeri ana okulu'dur. En hakiki Kemal Paşa ise, masal'dadır. Namık Kemal, hayata tek kişi girdi ve çok kişi oldu. Bu, dahi aydın hali'dir. Mustafa Kemal ise çok kişi'nin heykelidir. Bu, sınırlı koşullarda, kazanan önder hali'dir. Devamla, Sultan Hamid'i minimalist tesmiye edemeyiz; ürkek idi, çaresizdi, özgürlükten korkuyordu, tavizkar, fakat hiçbir zaman, minimalist olmadı. İrani Cemaleddin'i, şia damgası yememesi için, "Afgani" kabul ederek pan-islamizme sarılmasını da böyle anlayabiliriz. Batı'da kaybedilen toprakların karşılığında, imparatorluğu Şark'a kaydırmayı planlıyorlardı. Pan-islamizm'inin altında bu yatıyor ve din, Türkler'de hep politika'dır. Bu nedenlerde, Türkler'in dini oldu, amma imanı olduğunu görene rastlamıyoruz.