Markete sigara almaya gittim geçenlerde.. Elimde Cemil Meriç'in kitabı.. Adamla muhabbete girdik:
+“Abi, bu adam, kitap okumaktan gözlerini kaybetmiş..."
- “Derdi neymiş ki, o kadar okumuş?.." 😆😆
Umut Sarıkaya mıydı? Tiplemeleri hiç hatırlamasam da balonculukların içini üç aşağı beş yukarı hatırlıyorum. Muhtemelen kaygılı suratlı, İsmail Türüt gömleği giymişçesine terli üç arkadaş:
- Abi biz kendi aramızda konuştuk. Artık seninle görüşmek istemiyoruz.
- Niye canım?
- Tuhaf tuhaf şeyler anlatıyorsun. Cemil annesine anlatmış anlattıklarını. Çok kızmış sana Nermin Teyze. Cemil de korkmuş epey.
- Nasıl canım?
- Abi cins cins şeylerden bahsediyorsun işte.
...
Yeni katılmıştı mafyaya ercep abi her gün yeni görevler alıyodu. Bir gün çok yorgun geldi mekana noldu dedim yok bi şey bea dedi baktım listeye görevde almamıştı yengeyle kavga etmiş meğer pavyonda basılmış dansöz sevgilsini vurmuş yengem ah be yengem neden yaptım abimin hayalleri yıkıldı.
Birisine şunu şöyle yap bunu şöyle yap gibi emredici konuşmalardan pek hoşlanmam ve asla yapmamaya çalışırım.
Kendimi o konumda görmüyorum.
Bu tür diyaloglara rast gelsem hemen kulaklarımı tıkayıp o ortamdan uzaklaşırım.
İstediği kadar doğru konuşsun umrumda değil.
Cemil Meriç'in dediği gibi: Üslubun kimliğindir
Üslubu daha öğrenmemiş