Çevremizde, her zamanki amatör olta balıkçıları vardı. Onların sabrına hayrandık, çünkü yaz boyu, burada oturduğumuz sürede oltasına balık takılan tek bir kişi bile görmemiştik. Bu bizi çok güldürüyordu. Onlar sanki biz izleyelim, diye oradaydı ve önceden kurgulanmamış bir oyunun içindeydiler.
balıkçı kazağı Çok soğuk ve nemli havalarda giyilen, boğazlı ve yünlü kalın kazak: "En azından tıraş olur, saçını tarar, bu yün gömleği değil de kendisine yakışan siyah balıkçı kazağı giyerdi." - Cemil Kavukçu
Reklam
Git yat Ruhi Amca. Deniz sallasın, sen uyu. Rüyanda sana hayran, peşinden koşan genç kızlar gör. Aslında ver emekli dilekçeni, çek git. Nereye? Nereye olursa. Bozkıra, yaylaya, ovaya, dağa, denizin olmadığı bir yere. Deniz fena, çok fena. Genç görünmek için saçlarını boyuyorsan da yaşlısın Ruhi Amca. Keşke bütün sorunlar saçımızın rengiyle çözülseydi. Yoruldun artık. Bu mavi yorgan bizi kör etti, hayatı ıskaladık. Zaten kördün Ruhi Amca. Zabitan bir yana, mürettebatın da seninle alay ettiğinin farkında değil misin? Farkındasın. Hatta hoşuna bile gidiyor. Tepki. Uzakta olmanın verdiği yalancı rahatlık.
Bence hayatın alışılmış, olağan akışı dışındaki her şey anlatılmaya değer.
Kitabın ilk cümlesi
Kocaman bir kuş kondu pencereme. Gagasında taşıdığı kendisinden de büyük silgiyi pervaza bıraktı. “Her şeyi sil” dedi, “sonra ben yine geleceğim.”
Bütün bunları bir filmde mi izledim, yoksa yaşadım mı, bilmiyorum.
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.