Gökbörü’nün İzinde Gökbörü’nün İzinde Gökbörü’nün İzinde Kadim Türklerin Topraklarında Gökbörü’nün İzinde
Sayfa 193Kitabı okudu
Cengiz Han 1227de büyük batı seferinden döndükten 2 yıl sonra ölür. Cenazesi bilinmeyen bir yere defnedilmiştir. Çünkü onu gömen kişiler tamamen ortadan kaldırılır. Cengiz Han'ın cenazesinin yerini 8 asırdır kimse bilmez.
Reklam
Tarihi süreçte çok sayıda Türk boyu 12. asırda Cengiz Han zamanından itibaren Moğollaşarak büyük Moğol İmpara­torluğu içerisinde yer almıştır. Tarih öncesi çağiara gidip Moğol­ca ile Türkçeye baktığımızda iki dil arasındaki yakınlığı çok açık bir biçimde anlarız.
Osmanlılara çok zarar vermiş bulunan napolyon,petro ve katerina gibi isimlere büyük sıfatını layık gören fakat Cengiz ve Timur gibi Türk hükümdarlarını lanetleyen Osmanlı tarihleri artık eleştiri konusudur.
Örfi hukuk
Dahası, örfi hukukun istikrarlı belirsizliği, tarihte gaddarlığıyla nam salan kişilerle ( Haccac,Cengiz Han,Tuluy,Hülagu,Timur) kesişince bedensiz başlar kişi veya grup olmaktan çıkıp yığın haline dönüşmüştür.
Cengiz Han Kimdir?
Cengiz Han, tarihin gördüğü en büyük dâhilerden biridir. Hem taktik hem stratejik alanlarda, büyük ve yaratıcı bir asker; sivil alanda iyi bir yönetici, yabancılarla ilişkilerinde eşi az bulunur bir diplomattır.
Reklam
Bozkırda göçebe boylar, genellikle otlak için sürekli mücadele içindedirler; bu yaşam biçimi, onları üstün yetenekte atlı savaşçılar haline getirmiştir. Türk ve Moğal ulusları, Avrupa’nın orman bölgesine, Çin ve Hindistan’a kadar Avrasya steplerini at sırtında bir mevsimde geçer, kenar ülke halkı onlara direnç gösteremez; onların egemenliği altına girer. Bozkır bölgesinde zaman zaman karizmatik savaşçı bir lider sivrilir, öbür boylar üzerinde egemen olur, bir kabile konfederasyonu, kaganlık(hakanlık) kurar; bu konfederasyonu türe ve yasa koyarak demir elle örgütler ( Türk İlteriş Kagan; Moğol Cengiz Han gibi).
Sayfa 187 - İkinci bin’de TürklerKitabı okuyor
Aman Tanrım! Ha­yat niçin bu kadar zor, bu kadar acı?
Yeryüzündeki bütün yaratıklar arasında Şeytanla hemen uyuşan, anlaşan tek yaratık insan idi.
Son bir defa görsündü onları. Hayatta başka bir şey istemiyordu.
Reklam
… bu adam ne Allah’a boyun eğiyor­du ne şeytana. Allah ve şeytan adına bütün hesapları kendisi yapıyor, yolunu kendisi çiziyor ve planlarına uygun olarak hareket ediyordu.
Ama artık ‘Gök’ün, Gök-Tengri’nin ondan yüz çevirdiğini anlamıştı.
Entarisi göğsünden çekilip yırtılmış, saçları­nın örgüleri çözülmüş ve dağılmış, sabah güneşinde ışıl ışıl parlıyor ve onun solgun yüzünü örtüyordu. Ama mağrurdu, başını dimdik tutuyordu, nefret dolu gözlerle ama umutsuz­ca bakıyordu kalabalığa... Saklayacak hiçbir şeyi yoktu ar­tık. Evet o, bir adamı sevmişti, hayatından fazla sevmişti! Yavrusu da işte böyle bir sevgiden doğmuştu!
Cezanın halkın gözü önünde ve­rilmesi, uygulanması, herkesin Han buyruğuna kayıtsız şartsız boyun eğmesi için şarttı. Aslında o korku salan tutum ve kurbanın kendileri olmayışından ileri gelen vahşi zevk, insanlara bu cezanın haklı olduğu inancını vermekle kalmı­yor, Han’ın yönetim tarzını da kabul ettirmiş oluyordu onla­ra.
… biri çıkıp kendi biyolojik zevkini onun kutsal amacından üstün tutmuştu, apaçık emirlerine karşı gelmişti. Atlı savaşçılarından biri, kayıtsız şartsız kendisine itaat et­mek yerine bir kadınla sevişmeyi yeğ tutmuştu. O sefil ka­dın da onun kesin emrini çiğnemişti!
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.