Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gazetecilerin işi, gerçeği yok etmek, düpedüz yalan söylemek, saptırmak, kötülemek, servet sahiplerine dalkavukluk etmek, kendi gündelik ekmeği uğruna yurdunu ve soyunu satmaktır.
• 2. Bölüm - OSMANLIYI ATATÜRK YIKTI YALANI! (!)
- 1299 yılında kurulan Osmanlı Devleti, uzun yüzyıllar boyunca dünyanın en büyük askeri ve ekonomik gücü olarak Avrupa Devletlerine karşı önemli zaferler kazanmıştır. - Osmanlı Devleti'nin 17. Yüzyıla kadar büyük bir güç olmasının nedeni, Eğitim kurumlarında akli bilimlere birincil öncelik vermesidir. Fakat bu yüzyıldan sonra, devlet
Reklam
Dikkat edin! Dünya hayatı sizleri birbirinizi aldatmaya sürüklemesin ve o aldatıcı sizi Allah la aldatmasın. Kur an Lokman Suresi 33. Ayet
15-16.YY
"İşte Türklerin vahşi, barbar, kan içici, yamyam olduğu gibi yalanlar, o dönemde Avrupalı feodal beyler ve din adamlarınca, halkı Türklerden korkutup Osmanlı’ya sığınmaların önüne geçmek amacıyla uydurulmuştu."
Sayfa 491
Margred Spohn
“Osmanlı imparatorluğu, (Avrupa’daki) çiftçilere, zanaatkarlara ve askerlere çok çekici geliyordu. (Avrupa daki) çiftçilerin ümitsiz durumları, feodal toplamlarda onlardan acımasızca vergi alınması, 1520 yıllarında, 15. yüzyılda ve 16. yüzyılın başında pek çok çiftçinin Osmanlı ülkesine göç etmesine neden oldu. (Bkz: Delumeau, sf. 399)"
Sayfa 490
Martin Luther
“Bizim halkımız, Almanlar, yabani, vahşi, yarı-şeytan yarı-insan bir halk olduğu için, pek çok kimse Türklere sığınıyor ve onlara katılıyor.” (...) “Ayrıca duyduğuma göre Alman ülkelerinden Alman hükümdarı ve Alman prenslerine bağlı olmaktansa, Türklere katılıp onlara sığınmak isteyen çok kişi var. Bu insanlarla Türklere karşı savaş verilmeli.”
Sayfa 490
Reklam
"Rumeli'de 1812'de İşkodra'daki 600 tezgah 1821'de 40'a, Tırnova’daki 2000 tezgah 1830'da 200'e inecektir. Anadolu'daki merkezlerde de durum farklı değildir.”
Sayfa 489
"Batıdaki kapitalist gelişim sonucu 17.Yüzyıl ortalarından başlayarak daha ucuz malların iç ve dış piyasayı kaplaması ile gerileyecek, daha önce işlediği hammaddeleri, örneğin Ankara keçisi yününü ihraç etmeyen ülke yavaş yavaş bir hammadde ülkesi kimliği kazanacaktır. (...)
Sayfa 488
"Osmanlı’nın ilk yüzyıllarında III. Murad’a (d: 1546-Ö: 1594) sunulan “Ki-tab Nur”da yer alan minyatürlerden birinde, gökbilimciler gözlem sırasında görülüyor. Sağ alt köşede, dünyanın küre biçiminde resmedildiği görülmekte."
Sayfa 488
"Osmanlı devletinin gümrükleri istediği gibi düzenleyerek yerli sanayiyi korumasına kapitülasyonlar engel oluyordu... Kısacası, Avrupa zanaat ve sermayesi, yerli zanaat ve sermayeyi yutmaya başladı... 19. yüzyılın ortalarından sonra ticaret dengesinde gittikçe büyüyen açık, halkı ve devleti günden güne fakirleştirdi.” (...)
Sayfa 487
Reklam
"“Sanayileşen Fransa, İngiltere, Avusturya, Prusya, buhardan yararlanmayı bilmeyen ve sanayice geri kalan geniş Osmanlı İmparatorluğu’nun kendilerine işlenmemiş ham madde sağlayan ve kendilerinden işlenmiş ürün satın alan bir ticaret alanı, bir sömürü bölgesi halinde yaşamasını çıkarlarına uygun buluyorlardı.” (...)
Sayfa 487
"Bir memlekette ticaret dengesinin memleket zararına bozulması durumunda, mâliyenin düzeltilmesinin imkansız olduğunu ve maliye düzelmedikçe de ordu ve idarenin düzenlenmesinin mümkün olamayacağını layiha sahiplerinin çoğu tamamıyla kavramış görünüyorlar. Bu layihaların iktisadi ve mali meseleler hakkındaki görüşlerinden hiç birisi hayata geçmemiş olsa gerekir.” (...)
Sayfa 487
“Osmanlı toplumunun iktisadi alanda ilerleyememiş olduğu, 16. ve 17. yüzyıl başlarında görülen sanayi alanındaki gelişme derecesinin yükselmeyip aksine düşmesiyle anlaşılabilir.” (...)
Sayfa 486
" “Süleyman döneminde Alman rahibi Luther bile “Türkler gelip de Almanya’da adilane idarelerini acaba kurmazlar mı?” ümidini besliyordu. O zamanların Almanları, İstanbul’ un fethi arifesindeki Rumlar gibi, Alman imparatorunun ve Alman feodal beylerinin zalimce idareleri altında bulunmaktansa, Türklerin yönetimi altına geçmek daha iyidir, diye düşünüyorlardı.” (...)
Sayfa 486
"16. yüzyılda Doğunun sanayi ve ziraatı Batı’dan üstündü. İhracat ithalattan fazlaydı. Süleyman’ın son günlerine kadar genel olarak bütçe açığı yoktu."
Sayfa 485
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.