canı burnunda
1. Çok yorgun ve bezgin olan:
"Anacık’ın canı burnunda oysa yorgun, bitkin geliyor hep, bir de Cennet Ana’nın mızıldanmasını dinleyici değil, tersleniyor." - Cengiz Tuncer
2. Yorgunluk ve bezginlikten dolayı öfkeli, sinirli olan.
Bir dal çıtırdıyor yukarda, uçurumun başında.
Bir baykuş ötüyor.
Bir yılan tıslıyor, ardından başını toprağa sokuyor
Ölüler mezarlarında sağdan sola dönüyorlar yeniden.
Gökte bir ay, yusyuvarlak, gümüş renkli. Uzak yıldızlar pırıl pırıl.
Altın sarısına bulanmış.
Toprağın üstünde yüzü koyun uzanmış bir ölü.
Toprakla çiftleşiyor gibi
Son
.. umutsuzluğun önü, arkası; dört yanı çöl ova.
.. umutsuzluğun önü çöl ova, sanki ayakları üstünde yaylanıp uçacakmış gibi ölü ata bir sıçrayışta ulaşacakmış gibi..
·
Aşık gibi sevmezsen;
Kardeş gibi sev beni.
...
Kendi çaresizliğine gömülmüş..
Kuş olup uçmak geçiyor içinden hep, kanat çırpıp uçmak sonsuzlukta. Başını kaldırıyor masadan, pencereye vuran bir tutam maviyi görüyor; göğün mavisini.
Nasıl da sıkılıyor yüreğim diye geçiriyor içinden; ben nerdeyim şimdi diye soruyor kendi kendine.
.