Firavun, Misirin yaratıcısı olduğunu zannediyordu. Kendince suları o yaratmıştı, nehirleri o yaratmıştı. Ne garip değil mi Firavun'un, yarattığını zannettiği sularda boğulması!
Evet, insan hangi konuda haddini aşarsa o konuda agır bir imtihanı olur. Çocuklarını sevmede asiriya giderse çocuklar konusunda imtihan olur. Mali komunda aşırıya giderse maliyla imtihan olur. Isi konusunda asiriya giderse işinin içinde boğulur.
En çok sevdiklerimiz en agir imtihanlarımız olabilir. Bir şeyi severken ölçülü sevmeliyiz. Ondan ayrılabileceğimizi düşünerek sevmeliyiz. Bu, benim derken, bana ait derken, bunsuz yapamam derken bir daha düşünmeliyiz. Biz onunla mi dünyaya geldik? Onunla mi ayrilacağız dünyadan?
Nitekim Iblis kendi kibrinde boğulmuştu: "Ben ondan daha hayırlıyım." dedi. Ama hem Allah'ın huzurundan kovuldu hem cennetten çıkarıldı hem alaşağı edildi. Kibir onu yüceltmedi ama alçalttı."
Firavun, "Misiri ben yarattim." dedi. Nehirleri, dağları, taşlan ben yarattim, dedi. En büyük tanriniz benim, dedi. Peki, ne umdu da ne buldu? Yaratğını iddia ettiği sularda boğuldu. Kendi topraklarında ve yarattığın zannettiği ülkesinde boguldu. Hem de tum askerleriyle ve ordusuyla boğuldu. Taparcasina sevdiği ülkesinden ve askerlerinden oldu."
Karun ne demişti? "Ben, tüm servetime ilmim sayesinde kavuştum. "dedi
Peki, ne oldu sonra? Tum malıyla birlikte yerin dibine geçirildi. Taparcasina sevdigi ve şımardığı maliyla birlikte yere batti."
Rabbim bizleri enaniyet, kibir, bencillik, aşırı hirs, tamah gibi tüm kötü huylardan korusun!