Dedem... Şeker külahını elime verirken her defasında: Şeker, cepten parayı çeker... derdi.
Cepten yere düşüp de unutulan bir nesne gibi kaybolmazdı öğrenilenler. Kimse mutsuzlar arasındaki farkı anlasın diye devamlı mutluluğun sergilendiği bu ilksel etiği unutmazdı. Bir mektup Georg Rosenberg'in genel düzenini ve temizliğini bozmak için ideal bir araçtı. Dışarıdan selam veren biriymiş gibi, her mektup delinin hayatında geriye dönüş anlamına gelirdi. Mektupta gelecekten söz edilse bile, söz konusu olan zihinsel bir süreçti: bir zamanlar burada, dışarıda olduğunu hatırla ya da daha iyisi, onu unutma. İşte mektubun anlamı buydu: Unutma!
Reklam
Caitlin emniyet kayışını gevşetip Mia, Midori ve Antoine'a döndü. Koltuğunun yanındaki cepten bir tükenmez kalem bulup çıkardı ve onlara doğru tuttu. Sonra da elinden bıraktı. Kalem yavaşça sallanarak, ağırlıksız bir şekilde ondan uzaklaştı. Mia sağ kolunu kaldırıp kalemi dikkatle itti ve onun dönerek Midori'ye doğru gidişini izledi. UZAYDALARDI.
Sayfa 129 - İthakiKitabı okudu
cepten
Erken büyüdük, erken sevdik, erken tükettik, hep cepten yedik.
Büyülü Ceket
Giyim kuşam zarifliğine değer vermekle beraber, hemcinslerimin üzerindeki elbiselerin dikimindeki kusursuzluk derecesine hiç aldırış etmem çok kere. Ama bir akşam, Milano’da özel bir toplantıda tanıştığım kırk yaşlarında görünen bir adam, sırtındaki elbisenin pürüzsüzlüğü ve kesilişindeki mutlak güzellikle gerçekten göz alıyordu. Bilmiyorum
“Zemanının Tapu Tahrir defterine istinaden, arazilerin maliki biziz, fekat, efendim bunlar müruru zamana uğramış,” gibi heyecanlı hikâyeler anlatan bir grupla, kendini “Anane, cepten mesaj atıyorum, açamıyosun, Face’in de yoksa, twit atayım ama follow etmen lazım,” biçiminde ifade eden başka bir grubun, birbiriyle iletişim kurmasını sağlamak, gerekirse mütercim tercümanlık yapmak, tabiatıyla enerjiyi emen bir aktivitedir! Bu vesileyle büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden öperim. Elbette aradakiler yine havasını alır!
Reklam
295 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.