Portekizli yazar Gonçalo M. Tavares 1970 yılında doğdu. 2001’de yayımlanan ilk kitabını romanlar, şiir kitapları, tiyatro oyunları ve çeşitli anlatılar takip etti. Kudüs romanıyla 2004 yılında LER/Millenium-BCP Ödülü’nü, 2005’te 35 yaşından genç yazarlar için verilen José Saramago Ödülü’nü, 2007’de Portugal Telecom Ödülü’nü (Brezilya), 2008’de Trieste Uluslararası Ödülü’nü (İtalya) aldı, 2009’da Cevennes Ödülü’nde en iyi Avrupa romanı adayıydı. Aprender a rezar na Era da Técnica kitabıyla 2010 yılında Fransa’da bugüne kadar Salman Rushdie, Elias Canetti, Robert Musil, Orhan Pamuk, John Updike, Philip Roth, Gabriel García Márquez ve Colm Tóibín gibi isimlere verilmiş En İyi Yabancı Kitap Ödülü’nün sahibi oldu, Femina Étranger ve Médicis ödüllerine de aday gösterildi, Grand Prix Littéraire du Web Cultura’da Özel Jüri Ödülü’nü aldı, yapıt en son 2013’te Uluslararası IMPAC Dublin Ödülü adayları arasındaydı. O Senhor Kraus e a politica kitabı ile 2011 Avrupa Edebiyat Ödülü’nün Fransa’dan sahibi oldu. Portekiz Yazarlar Cemiyeti’nin En İyi Kurgu Anlatı Ödülü’nü 2010’da Uma Viagem à Índia romanıyla aldı, 2011’de Portekiz Yazarlar Birliği’nin Roman ve Novella dalında Büyük Ödülü’nü kazandı. 2013’te Joseph Walser’in Makinesi romanıyla Hollanda’da Europese Literatuurprijs, ABD’de En İyi Çeviri Roman Ödülü’nün yanı sıra 2015’te Fransa’da Jean-Monnet Avrupa Edebiyatı Ödülü adayları arasında gösterilmiştir. Son derece üretken bir yazar olan Tavares’in 36 dile çevrilen kitapları 51 ülkede yayımlanmaktadır. Yazar Lizbon’da yaşıyor ve epistemoloji dersleri vermeye devam ediyor.
Bay Valéry şöyle derdi:
"Eğer kendimi yakışıklı görseydim, güzelliğimi kaybetmekten korkardım; ve eğer kendimi çirkin görseydim güzel şeylerden nefret ederdim. Bu şekilde ne korkum var ne de nefretim."
... bugünden itibaren ağzımı sadece daha fazla absent istemek için açacağım. Kimse benden bunun dışında bir şey duymayacak. Çünkü aslında, ekselansları, sizler bir grup sarhoşsunuz.
Elimden geldiğince ve kendi çapımda, nitelikli okur olma yolunda ilerlemeye çalışıyorum. Özellikle geçtiğimiz yıl ve bu sene hem kitap okuma grupları, hem sitede takip ettiğim okurlar ve kitap etkinlikleri sayesinde birçok iyi yazarın kaliteli kitaplarını okuma şansına eriştim. Fakat bu okumalar her ne kadar benim için çok faydalı ve edebiyat
"Seni unutursam, Kudüs, sağ elim kurusun. "
En vazgeçilmezimi, en kıymetlimi, kara saplantımı.
Kurusun ama peki ya parmaklarımı sayabilsem de ellerim yoksa,
Ya hata yaptıysam, bir kutunun içine kapatıldıysam,
Hangi kutunun içindeyim, bulabilir misin?..
Uzak bir yerdeysem mesela, yakın ama uzak. İçeriye kimsenin giremeyeceği yalnızca
Silah zoruyla arkadaşlarıma izlettiğim, bir çoğunuzun bildiği bir dizi var. 'Black Mirror`. İlk bölümü duyarlı insanların kaldıramayacağı düşünülen bir eşik. Ama ileri bölümleri hem düşünsel anlamda, hem seyir anlamında şölen.
Joseph Walser’in Makinesi ve Bir Adam: Klaus Klump, Portekizli yazar Tavares’in Krallık Dörtlemesi adını verdiği seri romanlarının ilk ikisi. Üçüncü kitap Kudüs ve dördüncü kitap Teknik Çağında Dua Etmeyi Öğrenmek. Kırmızı Kedi ilk iki kitabı tek kitap hâlinde basmış ki bence çok iyi olmuş çünkü ilk iki kitap aynı zaman ve mekanda geçiyor ve hatta