Nerede o eski günler fetheden gönülleri
Arıyor gönlüm hâlâ o muhteşem günleri
Sanki bir efsânedir gelmeyen artık geri
Arıyor gönlüm hâlâ o muhteşem günleri
Kul olup gelenlere öylece gitmek mi var
Görmez ise mânâyı insanlık neye yarar
Yalnız et kemik midir insanlığın mayası
Mânevî değerlerden olmasın mı hayâsı
Zaman zaman dönüp de baktıkça geçmiş yıllara
Bazen dün gibi gelir, bazen benzer asırlara
Bu gerçek ki tâ ezelden bu dünyâ eski bir han
Gelen geçen yolcunun da gördüğü hepsi yalan
Defterden silinmekte ism-i fânîmiz artık
Parça parça gitmekte cism-i fânîmiz artık
Eskiyip hâk olmakta cümle uzvumuz bir bir
Kalacak bizden bâkî resm-i artık
Nice yaz, nice kışlar mevsim mevsim geçtiler
Yıl değil, günler bile hasm-ı fânîmiz artık
Sevgiden haberi olmayan bilmez
Sevdiğin seni bir pula sattı mı
Gözünün yaşını ömrünce silmez
Hayatta böyle bir derdi tattı mı
Fark etmez sabâhın olduğu ânı
Hele yâr koynuna girip yattı mı
Bu şehrin her semtini teker teker anlatmak
Bir destân değerinde şiir zevkini tatmak
Osmanlı Devleti'nin pâyitahtı İstanbul
Türkün şeref kaynağı, hayrandır ona her kul
Yaşatır bize dünü, yaşatıyor bugünü
Yarınları aşacak İstanbul'umun ünü