Cerrah Abdullah

Cerrah Abdullah
@cerrah_abdullah_61
"Uçurumun kenarındayım Hızır!"
13 Şubat
6 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
844 syf.
·
Puan vermedi
·
623 günde okudu
Ölçüler
Ölçülerİsmail Çetin
10/10 · 5 okunma
Allah Teâlâ gündüzü par­lak aydınlatıcı olarak yaratmış ve kazanca mahal, hayat ve yaşamak ve­silesi kılmıştır. Bu iki nevi’ aynı işe mahal ve sebeb olmadığı gibi, insan nev’inden olan kadın ve erkeğin çalışmak sistemi de bir değildir. Erkek hayat şartlarının dairesinde çalışmak ve cihad etmekle, kadın da çocu­ğunu beslemek, evi temiz tutmak ve erkeğin kazanmış olduğu malı koru­makla mükelleftir. İşte bu iki nev’in iki ayrı vazifeleri. Fıtrat bunu icab et­tirmiştir. Allah’ın yaratmış olduğu tabiî kanun, yani Sünnetullah da buna müsaiddir. Amma kadın erkeğin dış hayatına, erkek kadının iç hayatına bağlandığı müddetçe huzur, refah, mutluluk ve bağlılık sayesinde ikisi de bahtiyar olur. Artık hangisi diğerinin hayatına karışırsa şübhesiz o anarşiyi meydana getirmiştir. Nitekim gece gündüz de karışırsa canlı varlıkların hayatları felce uğrar. Zaman bakımından gece ve gündüzün asılları birdir; nevi’leri ve va­zifeleri ayrı ayrıdır. İnsanda ruh ve nefs olarak erkek ve kadın birdir, gıdaları birdir, amma vazifeleri, çalışma sistemleri ayrı ayrıdır. Her bir nev’in kazancı da şahsına mülktür. Nitekim hayatı da kendisine mülktür. Demek her birinin kendi el emeğiyle, avlanmak veya mirasla kazanmış olduğu malı, din ve itikadı gibi, şeref ve haysiyeti gibi kendi şahsına mahsus mülktür. Çünkü ikisi de hürdür. Her biri kendi irade ve aklına ka­biliyet ve şahsiyetine sahibdir. İstediği şekilde mülkünde tasarruf eder. İşte beşer cinsinin devamına sebeb de bu mülkiyettir.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kadının da tabiatı dışına çıkıp erkek sahasında çalışma gayesiyle örtüsünü ihlal ettiği andan itibaren hayatı tehlikeye girmiştir.
Son son işin hakikatini anlayan Tony Anatrella'nın sözlerini, 26 Mart 1993 Cuma tarihli Türkiye Gazetesi'nden buraya alıyoruz:"20'nci asır, çocuklarımıza varlık sebeplerini düşünmeyi bile unutturdu. İdeallerini kaybeden Fransız toplumu başta olmak üzere insanlık, bugün için ruhunu unutmuş ve ihmal etmiş durumdadır. Bunun sebebi laik rejimdir.Din eğitiminin ortadan kaldırılmasıdır.Laik sistem, bu bunalımlı ve hastalıklı toplumun yerleşmesine yol açmıştır. Dinimizd3n bahsetmekten utanıyoruz. Biz Fransızlar, aslımızdan, babalarımızdan bahsetmekten utanır hale geldik. Toplumumuzdaki işsizliğin, cinayetlerin, zinanın, boşanmaların, cinsi sapıklık ve tacizlerin, aids'in, uyuşturucunun, intiharın ve bütün saldırganlıkların temel sebebi, Allah'ı inkâr, dini küçük görmek, ona üstün gelmeyi üstün bir şeymiş gibi görmek ahlaksızlıktır. İdeallerimizi kaybettik. Her yıl 135 bin insan intihara teşebbüs ediyor. Bu durum, dini inancın kalmadığı toplumumuzun ideallerini kaybettiğini göstermiyor mu? Hepimiz bir felaket dönemi içerisinde, inançsızlığın hakim olduğu bir ülkede yaşadığımızı bilmeliyiz. İnançsız yetişmek ve bu tip nesiller yetiştirmekten, bizler kendimizi daha yaşarken öldürüyoruz. Başta basın, radyo-televizyon olmak üzere medya ve bütün sanatçılar, bize zaman öldürmeyi öğretti. Birçok genç de, ideal olarak bu tipleri önder seçti ve bunlarla özdeşleşti. Geleceğin, istikbalin bir manası yoksa, bugünü nasıl yaşayabiliriz? İdeali olmayan toplumun geleceği yoktur. Geçmişine sahib çıkmayan toplum da ölmeye mahkumdur"
Kimisi asli vatanını unutur ve aldanır. Kimisi de asli vatanını unutmaz ve aldanmaz. Dünya, aldanmayanlara göre bir oyuncak ve bir rüya gibi görülür. Aldanan ise, rüyayı hakikat bilir, ölümü ile uyanır.
Ne fayda ki bizim zamanımızda adam kendine mezar hazırlıyor; kendisini mezara hazırlamıyor. Ebû Bekr Sıddîk radıyallâhu anh'a birisinin: “Kırk senedir ben kendime bir yer hazırladım; orada defnedilmemi vasiyet ettim.” demesi üzerine: “Hayır, hayır. Sen kendini mezara hazırla. Nasılsa bir çukur bulurlar, seni orada gömerler.” buyurmuştur.
Dünya hayatı bir saattir, başlangıcı doğum, sonunda ölümdür, ne varlığında ne de yokluğunda istirahat vardır, nimetlere aldanırsın, nimet gider, ömrüne aldanırsın, ömrün biter, cesedine güvenirsin hasta olur, ne zengin istirahatte ne fakir, ancak kalpler Allah'ın zikri ile sukunet bulur.
Resim