Home
Search
What to Read?
Sign In
Sign Up
Shopping
Explore
Books
Authors
Readers
1000Kitap Android ApplicationFREE – Download from Google Play
1000Kitap iOS ApplicationFREE – Get it from App Store
©2024 · 1000Kitap Web Application · 2.37.7
İnsanlar artık doğmuyor, anne ve baba kelimeleri günah sayılıyor çünkü burası cesur yen dünya...
Bu yeni dünyada da belli kurallar, seçkin insanlar, istenilen düzene uyum var. Peki ya düzen size uymazsa? İşte o zaman olacaklar bir günahın bedeli ...
Kitap inanılmaz güzel bir bilim kurgu. Akıcı, olay örgüsüne kitleyen bir kitap. Ben biraz I am Mohter filmine benzettim diyebilirim :) Freud ekolü bu kitabı okumanızı tavsiye ederim bu arada müfettiş Gadget esprisi güzeldi, keyifli okumalar, bol kitaplı günler dilerim:)
Bu Dünya Hangi Dünya
George Orwell - 1984 ile distopya dünyasına girip çıkmak ne mümkün. Okuyabileceğim ne varsa okumaya başladım ondan sonra. Cesur Yeni Dünya da bu kitaplardan biriydi okurken oldukça etkilendim, konunun içine dalıp o dünyada yaşadım ama konu ve ilginçlik bakımından diğer kitaplardan biraz aşağıda benim için. Örneğin 1984'da sürekli izlenme düşüncesi, Damızlık Kızın Öyküsü'nde kadınların kısıtlılığı, Fahrenheit 451'de kitapların yakılması gibi konular çok daha fazla çarpıcıydı. O yüzden evet distopik olduğu için çok iyi ama 5/5 lik bir distopik de değil benim gözümde.
·
Not rated
Epsilon yayınlarından çıkmış 152 sayfalık eser 5 bölümden oluşmaktadır. Richard Bach tarafından 1970 yılında yayınlanmış olan kitapta 4. Bölüm hikâyenin güzelliğini bozduğu için yayınlanmamış, ta ki 2014 yılına kadar. Kitaptaki son söz kısmı bunu açıklamaya ayrılmış. Eser,yer yer masalsı öğeler taşıyan öyküleyici anlatım biçimiyle fabl türünde
Birinde iyiliğin diğerinde kötülüğün hâkim olduğu iki dünya, ütopya ve distopya, ama ikisinde de insanın yerini belirleyen sınıflar mevkiler aynı….
Önce distopik dünyayı görüyoruz, cinayetler uyuşturucu, kanunsuzluk, iyilerin dünyasına ters türlü türlü kötülük, vahşilik, sapkınlık. Kahramanımız o dünyadan kaçsın bir an önce gerçek dünyaya dönsün istiyorsunuz. Ama kahramanımız gerçek dünyaya döneyim derken sadece iyiliğin hâkim olduğu ütopyada buluyor kendini. Ovvvv sadece iyilik, o dünya cennet olmalı değil mi? Yaaaa öyle olmuyor işte. Sadece iyilik için bir istikrar gerekiyor. İstikrarın durağanlığı ise can sıkıntısı ve yavanlığı getiriyor ve bu istikrarın sağlanması için mecbur olunan sahtecilikle tıpkı 1984 romanındaki gibi tarihin, edebiyatın, sanatın sürekli yeniden yaratılması mecbur kılınıyor. Tıpkı Cesur Yeni Dünya’da olduğu gibi ütüpya kendi distopyasını doğuruyor.
Anlıyoruz ki dünyanın dünya olabilmesi için iyilik ve kötülüğün kolkola olması gerekiyor.
Dervişin teselli köleysiyonu kitabının kabul tesellisi bölümünde Mecit ömür Öztürk şöyle diyor,
Dünya hayatının var oluş gayesine uygun bir şekilde dünya hayatı olabilmesi için, acıların, sevinçlerin, günahların ve sevapların bir arada olması icap etmektedir.
Dünya bir cennet değildir.
Uzak gelecek mi, yakın gelecek mi? Bana sorarsanız çok da uzak bir gelecek değil. Teknolojinin hızla geliştiği, yapay zekanın , bilimin ve insanın kendi zekâsının sınırsızlığını günden güne daha çok kullandığı dünyamızda bu kitapta anlatılanların yaşanabilmesi bence çok da uzak bir gelecek değil.
Hayatta sadece mutluluğun ve istikrarın önemli olduğu, bunları koruyabilmek için de ilâhi gücün bizim için hazırlamış olduğumuz senaryoya sürekli müdahale edildiğine tanık oluyoruz kitapta. Doğumdan hatta ve hatta döllenmeden başlayarak ölüme kadar olan süreçte insanların (cam şişelerin) tüm özellikleri laboratuvar ortamında kontrol altına alınmakta. Her şeyin sorunsuz ilerleyebilmesi için çok fazla çabalanıyor. Kulağa çok hoş geliyor değil mi? Ama okudukça iliklerinize kadar hissediyorsunuz mutluluğun bile yapay olması gerçekten hiç tat vermiyor. Bu derece kontrol altındayken mutlu olmak aslında pek bir şey ifade etmiyor.
Kendinizi mazoşist gibi hissedebilirsiniz ama acı çekmeden gelen mutluluktan veya istikrardan hoşnut kalmadığınızı fark edeceksiniz. Yapaylıktan sıkılıp organik duygulara kapınızı açacaksınız.
Gerçekler
Herkesin okuması gereken bir kitap kesinlikle sayfaları çevirdikçe yüzüne yüzüne çarpıyor gerçekler. Serhat arvas’ın transhümanizm kitabıyla birbirini tamamladı. Şimdi aklımda cesur yeni dünya var onu okumalıyım.
Beklentimin düşük olmasıyla başladığım bir eserdi. Beklentim yanıltmadı. Eser yapay insanları konu ediyor. İnsanların üretildiği bir dünya düşünün, o bakımdan. Ama insanlar belirli isimler ile sınıflandırılıyor. Kast sistemi gibi. Onların yaşantısını okuyacaksınız. Belki ileri de bu kitabın gerçeğini yaşayacağız kim bilir.
-“Bunlar hoş olmayan gerçekler, biliyorum. Ama zaten tarihî gerçeklerin çoğu can sıkıcıdır.”
-Önemli olduğunu hissettiği konularda konuşabildiği tek insan olduğu için ona minnettardı.
%28 (78/272)
1/10 puan verdi
Arkadaşlar bu kitap çok kötü, dayanamadım ortasına bile gelemeden bıraktım. Yazarı şöyle eleştirmek istiyorum, keşke kudurup kendine bir evren yaratıp kitap yazacağına başka şeylerle kendini yatıştırsaymış. İşin özeti cinsel organlara bu kadar meraklıysanız lütfen bu konuyla alakalı evren yaratıp kitap yazmayın. Yazım şekli de inanılmaz çorba, ne okuduğumu da anlamadım, kim konuşuyor belli değil kitapta.
Çoğunluk bu kitabı beğenmiş, neden beğendiler onu anlamadım. Ne anladınız da beğendiniz? Ulan adam insanların üreme sistemini uydurup uydurup mekanize etmiş, oluşturduğu evren tamamen bununla alakalı. Başka hiçbir şey yok evrende. Cinsel sınırları da silmiş evrenden, distopya ütopya vs değil bildiğiniz fetiş evreni bu. Kitap sadece bu konular üzerinden dönüyor, inanılmaz sığ, okuyucuyu kusturmaya çalışmış. Sakın çocuklara falan okutmayın psikolojileri bozulur.
Çoooook farklı bir konu bekliyordum fakat inanılmaz kötü bir konu karşıladı beni. Beğenmedim, lütfen okumayın okutturmayın kimse bir şey kaybetmez.
Kitabı ilk okumaya başladığımda yazılış tarihi hakkında bilgim yoktu. Bu sebeple bana biraz absürt geldi zaten eli kulağında bir dönemdeyiz diye düşünmüştüm. Ama kitap 1932 de yazılmış. Bu duyunca nerede yaşıyorsun demeyin lütfen George Orwell'in 1984 kitabını duyup bunu duymamak bana da garip geldi :( anti ütopya olarak yazılan eser bugün bana hiç ütopik gelmedi. O gün insanları korkutan şeyleri bugün %90 netlikte yaşıyoruz bence. Nitekim kiminin tanrısı Ford, kiminin tanrısı futbol takımları kiminin de para olmuş.
Bence bir toplumu kültürü ya da insanlığı yok etmek için değerleri ile oynamak yeterli gibi geliyor. Bu kitapta da gerçek hayatta da böyle ilerliyor.