Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.14
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın romanları ve fikirleri özelinde Türkiye modernleşmesi incelenmiş. Tanpınar tek parti döneminin CHP milletvekili iken romanlarında eski İstanbul'u ve Türk geleneklerini işlediği için fikirsel olarak muhafazakar kabul edilmiş fakat o modern bir kimliktir. O'nun modernliğini "Modernleşmeciler" anlayamamışlardır. Kitapta modern ile modernleşme arasındaki ayrıma gidilmiş; modern kendi kültürünü sürdürerek, elekten geçirerek devam etmek iken modernleşme bir taklit ve tamamen kendi kültürünü reddetme olarak ele alınmış. Bu açıdan Türk modernleşmesi eleştirilmiş.
Peki biz nasıl modern olabiliriz? Yazar kitapta bu soruya cevabı, Batı'nın geçirdiği aşamalardan biz de geçerek diye cevap veriyor. Yani kuru bir taklit değil, Batı nasıl rönesans ve reform yaptıysa bunu kendi köklerine dönerek ve geleneklerini eleştirerek yeni bir kültür yarattı. Bu kültürün temeli kendi gelenekleri içerisindeydi. İşte biz de modern olmak için kendi geleneğimize dönüp eleştiri süzgecinden geçirmek durumundayız. Aksi halde bir taklit toplumu olmaktan öteye gidemeyeceğiz. Kendi kültürümüze ait olan şeyleri dışlamadan "ötekine" de saygı göstererek biz olabiliriz. Gelişme ve ilerleme ancak böyle olabilir zira değişmeyen hiçbir gelenek süremez.
Eleştiri: Kitapta çok fazla tekrara düşülmüş. Okurken sürekli aynı cümleleri okuyor hissettiğim yerler oldu ama sürükleyici bir kitap ve dili gayet açık.
#Seyyid Kutub
Ağabeyinin idam edilmemesini isteyen Hamide Kutub, teklifi kardeşine iletti, ısrarcı da oldu ancak Seyyid Kutub'un cevabı gayet açık ve tavizsiz oldu. Kutub, bu teklife karşılık " Eğer idamı hak etmiş olarak hakkın emri ile ipe çekiliyorsam buna itiraz etmek haksızlıktır. Eğer batılın zulmüne kurban gidiyorsam batıldan merhamet dileyecek kadar alçalamam! " dedi. Akabinde de " Namazda Allah'ın birliğine şehadet eden parmağım, bir tağutun hükmünü asla onaylamayacaktır. " diyerek uzlaşma tekliflerini reddetti.
374 syf.
·
Puan vermedi
Körlük bir salgın olsaydı nasıl olurdu? Bunun cevabı çok güzel vermiş. Kitap genel itibarıyla güzeldi. Ama bazı yerleri hariç. Fazlasıyla ütopik bir romandı. Ama bir o kadar da etkili. Dili gayet açık ama anlayabilen için çok şey anlatıyor. İçeriğine değinecek olursam;
Roman, bilinmeyen bir mekanda ve bilinmeyen bir zaman diliminde tam olarak
Siyah Kuğulara Karşı Antikırılganlık
Günlük yaşamda karşılaştığımız gizli asimetriler, ekonomik, yasal ve ahlaki birçok doğruyu ve yanlışı bizlere normalmiş, olması gereken buymuş gibi gösterir. Evrenselleştirdiğimiz birçok kural ve değerin aslında bu asimetrik dengelerle ilerlediğini ve ürettiğimiz hatta kabul ettiğimiz birçok şeyin bununla ilgili olduğunu belirten yazar, çünkü
102 syf.
·
Puan vermedi
[ Cennette kime komşu olmak istiyorsan ona benze! ]
• Öncelikle bu kitabı okumaya başladığım Ayşenur ile bitirdiğim Ayşenur arasında farklar oluştu. “Muazzam hayatlar yaşamışlar ah mübarekler nasıl hayatlar yaşamışlar” deyip geçtiğimiz hayatları hayatımızın hiçbir evresinde örneklik almıyoruz kendimize. Bu sözler önce kendi nefsime.. Fakat özendiğimiz hayran kaldığımız hayatları adım adım takip
İNANIN, İNANIN KADINLAR! (Güzel günler göreceğiz!)
Zamanında bir video izlemiştim KPSS için oradaki beyefendi anlatıyordu bir anısını. Biri kızını getirmiş okula kayıt için ve şöyle demiş 'hoca buna okuma öğret ama yazma öğretme .' E tabi haliyle merak edip sormuş öğretmenimiz de 'niçin ?' diye aldığı cevap da 'yarın öbür gün erkeklere mektup yazar' olmuş. İşte biz
