Kapımı çalıp durma ölüm, Açmam; Ben ölecek adam değilim. Alıştım bir kere gökyüzüne; Bunca yıllık yoldaşımdır bulutlar. Sıkılırım, Kuşlar cıvıldamasa dallarında,
Hediyenin kıymetini bilin
Sadi Şirazî 'ye "Her zaman mutlu olabilmendeki sır nedir? " diye sormuşlar. Sadi Şirazi şöyle cevap vermiş: "Kalıcı olmayan şeye gönül bağlamam. Yarın bir sırdır, Onun için endişelenmem. Dün bir hatıradır, Hasretini çekmem. Bugün ise bir hediyedir Kıymetini bilirim…
Şeyh Sadi Şirazi
Şeyh Sadi Şirazi
Reklam
İmam-ı Âzam Hazretleri bir gün çamaşır çitilemektedirler. Ama vehimli bir tarzda... Çitilerler, çitilerler yine çitilerler. Nihayet biri görür, dayanamaz yanına gider ve şöyle der: "- Sen bir yandan fetvâ veriyorsun! Nedir bu yaptığın, bir saattir çitiliyorsun!" Cevap: "O fetvâdır, bu takva!.."
–Bir düşün: İnsana onlarca, yüzlerce yıl merhamet, sağ­ duyu ve mantık öğretip, onu bilinçlendirdim diyemezsin, her şeyin bir bedeli var. En önemlisi de bilinç. İnsanlar acı­masızlaşabilir, hassasiyetlerini yitirebilir, kan, gözyaşı ve acı görmeye alışabilirler, tıpkı kasaplar, ya da bazı doktorlar ya da askerler gibi; ama hakikati bir kere öğrendikten sonra ondan vazgeçmek nasıl mümkün olabilir? Benim fikrime göre bu imkansız. Çocukluktan beri bana hayvanlara eziyet etmememi, merhametli olmamı öğrettiler; okuduğum bü­tün kitaplar da bunu öğretti ve sizin kahrolası savaşınızdan zarar görenlere öyle acıyorum ki canım yanıyor. Ama işte zaman geçiyor ve tüm bu ölümlere, acılara ve kana alış­maya başlıyorum; gündelik hayatta da daha duyarsız, daha tepkisiz olduğumu ve yalnızca en kuvvetli itkilere cevap verebildiğimi hissediyorum, ama savaş gerçeğinin kendi­sine alışamıyorum, esasen akılsızca olan bu şeyi anlamayı ve açıklamayı aklım reddediyor. Bir milyon insan bir yerde toplanıp edimlerine haklılık kazandırmaya çalışarak birbi­rini öldürüyor ve hepsi eşit derecede hasta ve hepsi eşit de­recede mutsuz. Delilik değil de nedir bu?
Bana "Aşk nedir?" diye soracak olsalar "Bir hâldir ki bilirim de tarif edemem." demekten başka bir cevap bulamazdım.
Sayfa 17 - Hece Yayınları 2007 BaskısıKitabı okudu
Cahilsin; okur, öğrenir­sin. Gerisin; ilerlersin. Adam yok; yetiştirirsin, günün birin­de meydana çıkıverir. Paran yok; kazanırsın. Her şeyin bir çaresi vardır. Fakat insan bozuldu mu, bunun çaresi yoktur. Sen cilt yapıyorsun; şiraze nedir bilirsin. Bizde insanoğlu şirazesiz kalmış. Hayat onun için ahenksiz, birbirini tutma­yan, günün hayatına cevap vermeyen bir yığın ölü kıymetler tarafından idare ediliyor. Dünyaya baktığımız zaman ayrı görüyor, kendi kendimize kaldığımız zaman ayrı düşünüyo­ruz. Yığınlarca tezat içinde yaşıyoruz.
Reklam
"İnsana onlarca, yüzlerce yıl merhamet, sağduyu ve mantık öğretip onu bilinçlendirdim diyemezsin, herşeyin bir bedeli var. En önemlisi de bilinç. İnsanlar acımasızlaşabilir, hassasiyetlerini yitirebilir, kan, gözyaşı ve acı görmeye alışabilirler, tıpki kasaplar, ya da bazı doktorlar ya da askerler gibi; ama hakikati bir kere öğrendikten sonra ondan vazgeçmek nasıl mümkün olabilir? Benim fikrime göre bu imkânsız. Çocukluktan beri bana hayvanlara eziyet etmememi, merhametli olmamı öğrettiler; okuduğum bütün kitaplar da bunu öğretti ve sizin kahrolası savaşınızdan zarar görenlere öyle acıyorum ki canım yanıyor. Ama işte zaman geçiyor ve tüm bu ölümlere, acılara ve kana alışmaya başlıyorum; gündelik hayatta da daha duyarsız, daha tepkisiz olduğumu ve yalnızca en kuvvetli itkilere cevap verebildiğimi hissediyorum, ama savaş gerçeğinin kendisine alışamıyorum, esasen akılsızca olan bu şeyi anlamayı ve açıklamayı aklım reddediyor. Bir milyon insan bir yerde toplanıp edimlerine haklılık kazandırmaya çalışarak birbirlerini öldürüyor ve hepsi eşit derecede hasta ve hepsi eşit derecede mutsuz. Delilik değil de nedir bu?"
Sayfa 38
EDWARD TELLER...
Bir bilim insanı olarak söyleyebileceğim en önemli şeylerden biri tek kelimedir: Bilmiyorum. Yaşamın ne olduğunu bilmiyorum. Bilincin ne olduğunu bilmiyorum. Deniyorum ama anlamıyorum. Anlamadığım şeyden daha fazlası olabilir mi? Söyleyebileceğim tek şey, küçücük olduğumuz, ben ve kavrayış, anlamadığım çok şey olduğudur. Ben kendimi bile anlamadım. Buna en iyi cevap şudur: Tanrı bilir. Ama Tanrı nedir bilmiyoruz.
Sayfa 707 - pdfKitabı okudu
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
. Her gün binlerce kez belkide, farkında bile olmadan yaptığımız durumlardan biridir gülmek. Peki ama gündelik hayatımızda bizi güldüren şeyler nelerdir, kimlere güleriz? Okuduğumuz ya da seyrettiğimiz bir yapıtta komik olan nedir? Bu sorular üzerine düşünmeye başladığımızda gülmenin hiç de o kadar anlaşılır olmadığını, Aristoteles'ten günümüze derin düşünmelerin konusunu oluşturduğunu fark ediyoruz. Hayatın ayrıntıları üzerinde düşünmeye başlıyoruz. Topluma uyumsuzluğun gülmeye yol açtığı bir durum olduğunu görüyoruz. Yazarın gülme üzerine yazdığı denemelerini içeren bir eser “Gülme”. Gülmenin anlamını, gülmeye yol açan koşulları ve gülmenin toplumsal işlevlerini araştırıp bizlere sunmuş yazar. Nobel Edebiyat Ödüllü yazar Henri Bergson, gülmenin altında yatan derin anlamın toplumsal yönünü, felsefi bir yaklaşımla, derinlikle irdeliyor. İnsanın en doğal tepkilerinden biri olan gülme eylemi üzerine yazılmış denemeler bütünü eser, Zülfü Livaneli'nin özel seçkisi içerisinde ve onun önsözüyle bizlere sunuluyor. Okunması gerekenlerden.. #Gülme ^ ^ #alıntı Değişimi bırakmak, yaşamayı bırakmak demektir. ^ Gülme, müşterek hayatın bazı gereklerine cevap vermelidir. ^ Eğer yalnız ve diğer insanlardan yalıtılmış hissediyorsanız gülünç olan­dan keyif almanız mümkün değildir. ^ ^ #HenriBergson #dünyaklasikleri #bloghemsire #edebiyat #deneme
Gülme
GülmeHenri Bergson · İş Bankası Kültür Yayınları · 2014778 okunma
256 syf.
·
Puan vermedi
·
17 günde okudu
İçsel mühendislik İçimize yolculuk edebilecegimiz bir kitap. Kitabımız iki bölümden oluşuyor ve 1. Bölümde sadhguru kendi hikayesini ve yaşamdaki değişimini anlatırken 2 . Bölümde ise tamamıyle okuru hedef alıyor, okura tavsiyelerde bulunuyor. Guru; karanlığı dağıtan, sizin için kapıyı açan kişi " anlamına geliyor. Ve ekliyor; İnsanlığın başına bela olan tüm kötülüklerin çözümü kişisel dönüşümden geçiyor. Kendini dönüştürmek, geçmişi geride bırakmaktır, hayatı algılama ve deneyimleme seklinizin degismesidir.." diyor. " İnsan bedeni dünyayı nasıl anlamlandirir? Bilmenin kaynağı nedir? Cevap basit: beş duyu aracılığıyla." Kitap bize farklı düşünme biçimleri geliştirerek mutlu bir hayata ulaşmanın yollarını sunuyor
İçsel Mühendislik
İçsel MühendislikSadhguru Jaggi Vasudev · Libros Kitap · 202418 okunma
Reklam
"Yirminci yüzyıl insanının temel sorunu nedir?" diye sorar Rollo May ve kendi sorusuna kendisi cevap verir: "Boşluk." İnsanlar neyi istediklerini ve neyi hissettiklerini bilmemektedirler.
Sabır nedir?
Cevap verdi: Tedirginlik ve telaşlanmayı tamamen terkederek Yüce Allah'ın râzı olacağı bir duruş sergilemektir.
Bir Evlilik nasıl ilerler
Ebu Müslim Havlani bir toplulukta konuşulanları dinlemekteymiş. Hemen hepsi de hanımından şikâyette bulunmaktaymış. Ancak Ebu Müslim’de şikâyet filan yoktur. Demişler ki: – Veli gibi bir hanıma düştün de sesin sedan çıkmıyor değil mi? Omuzlarını silkerek cevap vermiş: – Bizimki veli filan değil kelimenin tam manasıyla delidir deli!... – Öyle ise,
Sayfa 53 - Destek Yayınları
Resim