S.Kierkegaard'ın Gençlik yapıtı korku ve Titreme 'de
○İbrahim peygamber'in oğlunu Tanrı'ya Kurban etme girişimini betimleme yoluyla varoluşun kaçınılmaz sonucu olan inancın akıldışı, paradoksal, anlaşılmaz Yanını çok çarpıcı bir biçimde vermiştir. "Înanç akılla açıklanamaz. Înancın içinde Varoluşun gizeminin akıldışılığı vardır."
98 syf.
8/10 puan verdi
Eylül gibi ilklerin romanını yazan böyle ciddi bir yazardan böyle ne bileyim basit bir polisiye roman okumak ilginçti doğrusu. Yazarın 2 parçadan oluşan ilk polisiye roman denemesi. Başarılı mı. Bence güzel ve başarılı. Yarı mizahi yarı ciddi bir tarzda kaleme alınmış bu roman gayet hoş zaman geçirmek için birebir. 1927 de ilk defa basılan eser dönemin devrimlerini hiç yansıtmıyor açıkçası. Yine o Osmanlı havası hakim bana göre eserde. Çalakalem tarzı bir eser görünümü verse de bence heyecandan çok akıcı ve güzel tasvirleri ile eser kendini okutuyor okura. Biraz zorlama gelişen olaylar biraz zorlama yaratılan bilmeceler ve gizler aslında perde arkasını da deşifre eden bir acemilik seziliyor eserde. Tabi günümüz Türkçesine çevirenin başarısı ve kitabın başındaki değerlendir tarzındaki önsözü çok çok iyi olmuş.
Define
DefineMehmet Rauf · İş Bankası Kültür Yayınları · 20221,928 okunma
Reklam
Anaksagoras'ın Nous'u
Nous'ta keyfilik, onun bir imtiyazıdır; bir kez, keyfi olarak başlayabilir, sonra her şey dıştan belirlenmiş iken o, sadece kendine bağlıdır. Onun ödevi yoktur, dolayısiyle de erişmek zorunda bulunduğu amacı yoktur; Nous, bu hareketle başladı, ve kendine bir gaye edindi ise, bu sadece . . . . . . - (verilecek cevap zordur, Herakleitos olsaydı
Sayfa 78 - Kabalcı YayıneviKitabı okudu
ÇEVİRENİN ÖNSÖZÜ
Her davranışın bir nedeni olmalı. Bu kitabı neden dilimize çevirdim? Okuduğum kitaplar, konuştuğum kişiler, bizzat kendime ait fikrî ve duygusal alışkanlıklar, bana insanoğlunun büyük bir açmaz karşısında olduğunu düşündürüyor. Bir karamsarlık, bir hüzün; dünya mutlulukları karşısında zengin evine yanlışlıkla davet edilmiş fukara gibi bir acemilik, bir telâş…
Suat TAHSUĞ 16 Ekim 1974 BodrumKitabı okudu
140 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Büyük bir hevesle başladığım bir kitaptı ama hoşuma gitmedi. Eser Dalkavuk Firuz ve Mu'teriz Kârdân'ın karşılıklı konuşmalarından oluşuyor. Dalkavuk; arkadaşına dalkavukluğun utanılacak bir şey olmadığını, aksine bir meslek ve bir sanat olduğunu, hatta önemli bir sanat olduğunu anlatıyor. Dalkavukluğu diğer mesleklerle ve sanatlarla kıyaslıyor, ne kadar zor ve marifet gerektiren bir iş olduğunu anlatıyor. Konu güzel olabilir ama eser çok sıkıcı. Hem de bu kadar kısa olmasına rağmen. 141 sayfalık bir kitap ama asıl metne geçmeden önce yazar, eser ve eserin Türkçeye tercümesi hakkında yaklaşık 50 sayfa bilgi verilmiş, eserin başka hangi eserleri etkilediği anlatılmış(bu bölümler eserden daha güzel sanki, bana öyle geldi). Asıl metin kısmından önce bir de Mütercimin Mukaddimesi(yani çevirenin önsözü) bölümü geliyor. Eser 60. sayfada başlıyor. Firuz ve Kârdân karakterlerin eserin orijinalindeki adları değil. Asıl metindeki adları Tychiades ve Simon'muş fakat eseri Türkçeye çeviren kişi orijinale çok sadık kalmayıp bazı isim ve kavramları değiştirmiş. Eseri kendi dilinde okuyabilseydik o da böyle sıkıcı mı gelirdi bilmiyorum.
Dalkavukname
DalkavuknameSamsatlı Lukianos · Büyüyen Ay Yayınları · 201623 okunma
çevirenin önsözü,
Amacınızın ne olduğunu bilmezseniz, başardığınızı nasıl anlayacaksınız?
İnkılap Kitabevi
Reklam
57 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.