Çeviride kaynak metne sadık kalmanın, o metnin sözcüklerine ve yapılarına da sadık kalmak olduğu yolunda bir inancınız vardıysa bu inancınızdan ciddi biçimde kurtulmayı düşünmeniz gerekecek.
...Oysa İngilizcede -ing fiiliyle başlayan bir ifade, cümlede "virgülden sonra" kullanılmışsa, o ifade zarf cümleciği değildir, cümlenin virgülden önceki parçasındaki eylemden sonra yapılmış eylemi ifade eder; to-fille başlayan ifade virgülden sonra kullanılmışsa amaç anlamı bildiren durum zarfı değildir, cümlenin virgülden önceki parçasındaki eylem tamamlandıktan sonra yapılan, yapılabilecek olan eylemi bildirir.
Çevirmenlerin bu konuya pek dikkat etmediklerine, eylem sözcüklerini neredeyse her zaman etken anlamlarıyla aktardıklarına sık sık tanık oluyoruz. Ettirgen anlamıyla aktarılması gereken bir eylem sözcüğünü etken anlamıyla aktardıkları zaman da yukarıda örneklerini verdiğimiz gibi tuhaf bir Türkçeyle söylenmiş cümleler ortaya çıkıyor.
Çevirmenin bozuk kullanımları yalnızca kendini ilgilendiren bir şey değil sonuçta çünkü bu kullanımların toplumsal boyutunu çevirmenlerin akıllarından çıkarmaması gerekir.
"Bir iş ahlakına sahip olmayan, yaptığı işe (yani çeviriye), metne, yazara, okura, dile saygısı bulunmayan birinin iyi bir çeviri yapamayacağını söylemeye çalışan bir kitap. Sorumluluk sahibi çevirmenlerin yetişmesini önemseyenlerce yazıldı." Ülker İnce
Ülker Hanımın yukarıda alıntıladığım sözleri elinizdeki kitaptan ne beklemeniz
Amerikalı şair-yazar ve aynı zamanda bir çocuk doktoru olan William Carlos Williams'ın "Seçme Şiirler" adlı iki bölümden oluşan bu kitabı, Güven Turan tarafından derlenmiş ve Türkçeye çevrilmiş.
Birinci bölüm, şairin değişik konularda yazdığı yüzlerce şiirin sadece 104 tanesini kapsıyor. Bu şiirler, şairin 1917 - 1952 yılları arasında
Çeviri yapılırken, çevrilen metnin dili dışında türünün, işlevinin, seslendirdiği alıcı kitlenin, o alıcı kitlenin kültürünün, o kültürdeki metinleştirme geleneklerinin dikkate alınması gerekir.