Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
445 syf.
·
Puan vermedi
Hapishanenin Doğuşu
Hapishanenin Doğuşu
Michel Foucault
Michel Foucault
Kitapta iki kavram üzerinde durulmalıdır Biyo-Politika Biyo politika, yaşamın politik olarak düzenlenmesi ve yönetilmesi anlamına gelen bir kavramdır. Biyo politika, iktidarın bireylerin ve toplumların bedenleri, sağlıkları, cinsellikleri, doğurganlıkları, ırkları, kalıtımları gibi biyolojik özellikleri üzerinde kurduğu kontrol
Hapishanenin Doğuşu
Hapishanenin DoğuşuMichel Foucault · İmge Kitabevi Yayınları · 20131,134 okunma
·
Puan vermedi
karanlığın içindeki ışık
Le Guin’in zihni, okuyucuyu yine hayallerinin ötesinde bir evrene götürüyor.Her romanında olduğu gibi bu romanda da yarattığı gezegendeki düzeni, insan ilişkilerini irdeliyor.O bu irdelemeyi yaparken biz de yaşadığımız dünyaya eleştirel bir gözle bakıyoruz. Bu sefer olaylar Kış adlı bir gezegende geçiyor, soğuğu iliklerimize kadar hissedeceğiniz bir yer burası. Kahramanımız Ai, Terra adlı daha gelişmiş bir gezegenden Kış'a gelir amacı bu gezegeni keşfetmek ve gezegenler arası iletişimi sağlamaktır. Bu amaç uğruna, yıllarını Kış’ta geçirir. Bu gezegendeki şiddetli soğuk, insanların hayatını tüm boyutları ile etkilemiştir. Bu zorlu şartlarda yaşamaya alışmış insanlar için savaş ve cezalandırma sistemi bambaşka bir hal almıştır. Elbette romandaki en önemli unsur ise insanların nitelikleridir. Kış’ta kadın ya da erkek yoktur; her ikisi birdir , ortak bir cinsiyet. İki cinsiyetin bir araya gelerek hüküm sürdüğü bir beden. Bu durum onları bildiğimiz insan tanımından çok farklı kılmıştır. Hem kadın olabilmek hem erkek olabilmek aslında daha üstün bir düşünce yapısına sahip bir toplum oluşturmuştur. Ve bu düşünce yapısı sadece bireysel yaşamı değil, aynı zamanda yönetim anlayışını da derinden etkilemiştir. Üstün diye nitelendirilen bir cinsiyetin olmadığı bir topluluk!
Karanlığın Sol Eli
Karanlığın Sol EliUrsula K. Le Guin · Ayrıntı Yayınları · 20213,047 okunma
Reklam
İyi insan olma hakkı
...öğretmenin amacı, iyiliğin, sadece iyi olmak için yapılması gerektiğini çocuklara öğretmek, onlara değer kazandırmak olmalıdır.
Sayfa 109 - Doğan KitapKitabı okudu
Cezalandırma yöntemlerinin böyleleri üzerinde hiçbir zaman gereken etkiyi göstermeyişinin nedeni de budur; cezalandırmalar, bu gibi kişilerin içlerindeki "Herkes bana karşı" kanısını pekiştirmekten başka işe yaramaz. Şımarık çocuk ister dayatsın ya da ister açıktan açığa isyan bayrağını çeksin, ister güçsüzlüğüne sığınarak başkalarına dediğini yaptırmaya çalışsın ya da işi zorbalığa döküp intikam almak istesin, aslında hemen aynı hatalı davranışta bulunur.
'' Aptal Puma Sendromu'' diye bir sendrom vardır. Pumalar avlarını kovalarken, yakalama ihtimalleri olmasına rağmen birden durur. Puma neden durdu diye merak edersiniz. Aslında puma ince bir enerji hesabı yapmıştır. O avı yakalamak için harcayacağı enerjinin, o avı yediğinde alacağı enerjiden az olacağını hesaplamıştır. Onun için koşmayı bırakır. Tüm canlıların amacı enerjilerini en iyi şekilde kullanmaktır. Yoksa ayakta kalamazlar.
Gulaglarda Yaşam
30'lu yıllarda...hapishaneleri tıka basa dolduran profesörlerin, parti çalışanlarının, askerlerin, mühendislerin, köylülerin ve işçilerin elinde dürüstlükleri ve saflıkları dışında hiçbir şeyleri yoktu. Bu özel­likler ise o zamanki "adalet" sisteminde cezalandırma eylemini güç­leştirmekten ziyade kolaylaştırıyordu. İnsanları birleştirici bir fikrin eksikliği mahkumların direncini fazlasıyla zayıflatıyordu. Ölürlerken bile neden ölmek zorunda olduklarını anlayamıyorlardı. Haysiyetleri­nin ve öfkelerinin bir dayanak noktası yoktu. Her şeyden bağları koparılmış vaziyette, beyaz Kolıma çölünde açlıktan, soğuktan, ağır çalışma şartlarından, dayaktan ve hastalıktan öldüler. Orada ilk iş ola­rak kendilerine birbirlerini savunmamaları, birbirlerine arka çıkma­maları öğretilmişti. Yetkililerin de tam amacı buydu. Böylece sağ kalanların ruhları tamamen çürüdü, vücutları ise fiziksel çalışmanın gerektirdiği niteliklere asla sahip olamadı.
Reklam
Şark Islahat Planı’ndan Bu Yana Cumhuriyetin Kürtlere Yaklaşımı Üzerine
Osmanlıdan başlayarak Türkiye tarihi hep özel hal yöntemlerine tanık olmuştur. 18 kardeşini bir gecede iktidarın selameti için katleden bir rejimin başka türlü olması da mümkün değildir. Bu özel hal uygulamaları, denetim altına alınan toplumları, halkları, inançları, siyasal düşünce akımlarını, renkleri ezmek, çoğu zaman da başkalaştırmak için hep
Ceza - Beden İlişkisi
“ceza-beden ilişkisi, azap çektirmeye yönelik olanlar- dakilerle aynı değildir. Beden burada araç veya aracı durumundadır: onu kapatarak veya çalıştırarak bedene müdahale ediliyorsa, bunun-nedeni bireyi hem bir hak, hem de bir mal varlığı olarak kabul edilen bir özgürlükten mahrum bırakmaktır. Beden bu cezalandırma yöntemiyle zorlama ve mahrum
Sayfa 12
Karne hediyesi neden sakıncalıdır?
Karne hediyesi çocuğa "okulda başarılı olmak kendi içinde değersizdir" mesajı verir. Öğrenme amaç olmaktan çıkar, araca dönüşür. Asıl amaç, hediyeye ulaşmak olur. Öğrenme değersizleşir. Çocuk, sadece öğrenmek için öğrenmelidir. Karne hediyesi bu amacı değiştirir. Gerçek öğrenme ikinci plana atılır. Örneğin, çocuk öğrenmesi zor olan işleri, başarısız olma korkusundan dolayı seçmez. Kolay işleri seçer. Başarıyı, gelişmeye tercih eder. Dahası karne hediyesiyle motivasyonu sürdürmek zordur. Çünkü her sene hediyenin değerini artırmak gerekir. Çocuk aynı değerdeki bir hediyeyle motive olmaz. Her sene hediyenin değerini artırmak da mümkün değildir. Karne hediyesi motive etse de hediyeye ulaşamayacağını düşünen çocuklar, bir süre sonra çalışmayı bırakır. Bu durumda üzülmezler bile çünkü karne hediyesi çocuğa kötü not alma hakkı verir. Aile bu durumda çocuğuna bir şey diyemez çünkü çocuk, "iyi not alırsam hediye alacağınızı söylediniz. Ben hediye istemiyorum. Öyleyse kötü not alabilirim" der. Yani kötü not alma hakkı otomatik olarak meşrulaşır.
"..öğretmenin amacı, iyiliğin sadece iyi olmak için yapılması gerektiğini çocuklara öğretmek, onlara değer kazandırmak olmalıdır."
Sayfa 109Kitabı okudu
311 öğeden 201 ile 210 arasındakiler gösteriliyor.