Mutluluk uçsuz bucaksız ormanlardadır; bomboş sahillerdeki coşkudadır. İnsan elinin değmediği bir yerdedir; denizin diplerinde ve gürlemesindedir.
Christopher McCandless
Thoreau sanayi kapitalizminin Amerika'nın her yerini ele geçirdiği dönemlerde yazar. Hayatı ve eserleri vahşi olana meyli, teknik olana eleştiriyi, (ekonomik, sosyal ve kültürel) devirlerin ifşasını ve Rimbaud'nun "çetin" dediği o an yaşanan hayata geri dönüş çağrı- sını temsil eder. Bozulmanın ikonu, altüst olmanın sembolüdür o. Ölü Ozanlar Derneği adlı filmde anti-konformist öğretmen John Keating'in öğrencilerine sık sık Walden ya da Ormanda Yaşam'dan kesitler okuması şaşırtıcı değildir. Örneğin: "Hayatı tatmak ve yaşamın iliğini özümsemek istiyordum. Yaşam dolu olmayan her şeyi bozguna uğratmak ve ölüm geldiğinde aslında hiç yaşamamış olduğumu fark etmemek için." Christopher McCandless'ın, diplomasını alır almaz kaderine yüz çevirip her şeyi terk ederek yeniden fethedilmiş özgürlüğün ürpertisini hissetmek için tek başına yollara düşen ve hikâyesi aynı zamanda Into The Wild adlı filme konu olan, kariyerini sürdürse son derece parlak bir geleeği olacak bu öğrencinin titiz bir Thoreau okuyucusu olması da şaşırtıcı değildir. Hep yanında taşıdığı defterine Thoreau'dan şu sözleri yazmıştır: "Dünyanın koruyuculuğu vahşi Yaşamın köklerinde yatar."
Christopher McCandless'in(1968-1992) gerçek hikayesi. I now walk into the wild" (Şimdi vahşi doğaya doğru yürüyorum) ile başlar. Günümüz dünyasındaki değerlerin hepsini redederek, para da dahil olmak üzere, Alaska'nın vahşi ormanlarına kendisini atışının hikayesi. Eklediğim kendisinin bilinen son fotoğrafıdır.
• Christopher McCandless'ın 1992 yılındaki trajik ölümü, hikayenin merkezine damgasını vuran temel olaydır. Ailesinin ve toplumunun dayattığı kalıplara karşı isyan ederek, doğanın vahşi güzelliklerine olan tutkusuyla yanıp tutuşan genç McCandless, Jon Krakauer'ın eserinde bir olağanüstü figür haline gelir. Krakauer, McCandless'ın bu
Nisan 1992'de, Amerika'nın Doğu Kıyısı'nda varlıklı bir aileden gelen genç bir adam, otostopla Alaska'ya gidip tek başına McKinley Dağı'nın kuzeyindeki yaban doğanın içine karıştı. Çürümüş cesedi, dört ay sonra geyik avcıları tarafından bulunacaktı. Cesedin bulunmasından kısa bir süre sonra, Outside dergisinin editörü,
"SOME PEOPLE FEEL LIKE THEY DON'T DESERVE LOVE. THEY WALK AWAY QUIETLY INTO EMPTY SPACES, TRYING TO CLOSE THE GAPS OF THE PAST."
- CHRISTOPHER JOHNSON MCCANDLESS
Bazı roman kahramanları ile özdeşleşiriz. Onlar bize çok benzer. Bazı roman kahramanlarına hayran oluruz. Onlar bizim yapamadıklarımızı, yapamayacaklarımızı yapar. Bazıları ile ise arkadaş olmak isteriz. Onlar bizdeki bir eksikliği tamamlar.
Knulp benim arkadaş olmak istediğim bir roman kahramanıdır.
Gezginleri de severim ben. Dünyaya borcu yokmuş gibi ya da çok borcu varmış gibi yaşayanları. Bilbo Baggins hayran olduğum kişidir. Aragorn da öyle. Don Kişot da elbette. Christopher McCandless'a biraz kızgınım ama onu da severim aslında. İyi çocuktu.
Knulp da onlar gibi bir adam. Onunla uzun uzun yürüyüp sohbet etmek isterdim. Belki bir gün bir yerde denk geliriz.
KnulpHermann Hesse · Yapı Kredi Yayınları · 20222,270 okunma
Önümde seçenekler büyüdükçe büyüyor.
Ya Dostoyevski'yi dinleyip kendime bir balta alacağım ya Henry David Thoreau'ya inanıp sahip olduğum her şeyden kurtulup yabana koşacağım -Christopher McCandless kadar dayanma ihtimalim yok- ya Werner Herzog'a özenip uzun bir yürüyüşe çıkacağım ya da her zaman yaptığım gibi Franz Kafka'nın sözüne güvenip akbabanın bacaklarımı yemesine ses çıkarmayacağım.
"Yaşamın neşesi, yeni deneyimlerle karşılaşmamızdan gelir ve bu nedenle, her gün yeni ve farklı bir güneşe sahip olmak için, sürekli değişen bir ufka sahip olmaktan daha büyük bir zevk olamaz."
~ Christopher McCandless.
Çok uzun zaman önce filmi izlediğimi hatırlıyorum... Sonra filmi defalarca izledim. (O yaşlarda özgürlük temalı herşey insanın ilgisini çeker.) Özellikle sistem dahilinde var olamayacağızı hissediyorsanız, farklı bir çıkış yolu aramak gayet tabiidir. Kitabı ise filmden uzun zaman sonra okudum.
Metin, Christopher Johnson McCandless'ın medeniyetten kurtuluşunun ayak izlerinin anlatıyor. Bu yolculuğu sırasında McCandless'ın aldığı notlar ve etkilendiği yazarlardan sıklıkla bahsediliyor, özellikle okuyacağı kitapları bir başka kitaptan bulan insanlar için ilgi çekici olabileceğini düşünüyorum. İçerik üzerine söyleyeceğim herşey spoiler olacağı için incelemeyi kısa kesmek zorundayım.
Keyifli okumalar :)
🎞
“Yalnızca çok uzağa gitme riskini göze alanlar, yaşamda nereye kadar gidebileceklerini öğrenebilirler..”
İnto the wild
Aidiyet duygusundan yoksun Christopher Mccandless adlı maceraperestin hikayesini anlatıyor.
🙋♀️7/10