Son söz Yadigar'ın dudaklarından süzüldü: "Çiçekler Susayınca..."
Reklam
"Bilirsin, gül ve bülbül hakkında dillere destan hikayeler, şiirler ve sözler vardır. Bülbülün güle olan aşkı, sadece kokusu için değildir. Bülbül, gülün gonca halindeyken açılışına da âşıktır. Gül goncasının açılışı ise tam seher vaktinin belli bir saatinde olurmuş. Bülbül ise durmadan öter ve sabahın o saatinde yorgunluktan uyuyakalırmış. Bir müddet sonra uyandığında goncanın açıldığını görür yine başlarmış feryada. İşte bu gafleti yüzünden bir türlü gülün açılışını göremez, onun için de dertli dertli öter dururmuş."
İnsanlar acıkmamış olsalardı, kendilerinde çalışmak ihtiyacını dahi hissetmezlerdi.
Onun için de beynimizdeki banda daima faydalı tohumlar ekmeliyiz, ekmeliyiz ki bizden sonra gelen nesiller de samanların içinden buğdayları seçebilsinler.
Reklam
'Beşikten mezara kadar ilim öğreniriz.' Bana göre de insanlar bir bakıma çiçeklere benzerler. Çiçekler ki susadıkça solar, yapraklarını dökerler. İlim de çiçekleri kurutmayan suya benzer. Okudukça, öğrendikçe yeşerirler.
İnsanoğlu yaşadıkça çok baharlar görecektir, ama ömür baharının geriye dönüşü, bir daha mümkün olmayacaktır.
" Uyku bütün düşünceleri geride bırakan bir sığınaktı, ona sığındı..."
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.