dostlukları meydana getiren ve koruyan erdemdir, sadece erdem. zira erdemde uyum, değişmezlik ve sarsılmazlık vardır; erdem doğrulup kendi ışığını gösterip, aynı ışığı bir başkasında görüp tanıyınca ona yönelir ve karşılığında başkasındaki ışığı almış olur, 'sevgi' ve 'dostluk' buradan filizlenir. bu iki kelime de 'sevmek' kelimesinden gelir ancak 'sevmek' sevdiğin kişiye hiçbir menfaat ve çıkar beklentisi olmaksızın bağlanmaktan başka bir şey değildir. senin en ufak bir beklentin olmasa bile , bunlar dostluktan baş vermiş çiçekler gibi zaten açarlar
Sayfa 38
Çiçekler bizim için sevgiliye verilen bir demet gibi görünse de biyolojik işlevler açısından çok büyük öneme sahiptir. Aslında bizim çiçek dediğimiz petaller, bir ultraviyole (morötesi) ışın yansıtıcılarıdır. Buradan yansıyan mor ötesi ışınlar, bir lazer huzmesi gibi, çok uzaklardaki kendini dölleyecek böceğe yol göstermek için kullanılır. Aynen bir uçağın piste otomatik olarak kondurulması gibi en az emekle böceğini dişilik organının üzerine bir defada indirebilen en başarılı türü oluşturur. Eğer bu yol göstermeyi çok ustaca yapamaz ise yandaki çiçeğe karşı yetersiz kalacağı için elenir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Anıları kurumuş çiçeklerle saklamayı seviyordum!Vazoyu yeniden pencere kenarında duran sehpanın üzerine bıraktım.Papatyalarımın kaç gün daha bana arkadaşlık edeceklerini bilmiyordum.İçimden sonsuza dek bunun böyle olmasını dinledim.Çiçekler ne iyi dosttu!
Sayfa 33
Rusya'nın uzak köşelerinden birinde küçük bir köy mezarlığı vardır. Bütün mezarlıklatımız gibi bu mezarlık da hüzünlü görünür: Çevresindeki hendekleri uzun zamandır ot bürümüş, gri tahta haçları eğilmiş, bir zamanlar boyalı olan başlıklarının altında çürümektedir. Mezar taşları, birileri onları alttan itip devirmiş gibi yerlerinden oynamıştır;
…
Onun şu sözleri çocukluğumun kapısının üzerine kazılı kalmıştı:
O tüm diğer çocuklar gibi .
O iyi bir çocuk.
Sayfa 178Kitabı okudu
Eskisini yıkmadan bir arsanın üzerine yeni bir bina dikemezsin.
Sayfa 213Kitabı okudu