İlerleyebilmek için bazı şeyleri kabul etmek gerek. Tüm çıplaklığıyla kabul etmek gerek. İnsanların birbilerini anlayabilmesi için duygusal zekalarının ve olgunluklarının yakın olması gerek demek. Biz bazen üzülüyoruz ya neden şöyle neden böyle yaptı oldu etti suçlusu ben miyim? Değilsin emin ol değilsin. Dünyaya geldiğimizden beri, farklı şeyleri öğreniyoruz deneyimliyoruz hayatlar farklı iki insanında renkleri bambaşka, öğrendikleri, stilleri tarzları eğer ki hayatta mutlu olmak istiyorsak uyum sağlamak gerekiyor, ama bu uyum çift taraflı olması gerekiyor. Tek taraflı çabalar, değerler, iletişimler karşılığı olmadığı takdirde yok olur. Eğer ki gerçekten uyumlu sağlıklı iletişimler kurmak istiyorsak uyum içerisinde olmalıyız, ama tekrar söylüyorum çift taraflı olması gerekiyor olmayacaksak gemimizi farklı limanlara yelkenini açabiliriz.
Savrulan Hayatlar
Ana karakterler tanışalı bir hafta olmasına rağmen sanki yıllardır tanıyorlarmış gibiler ve bu hiç hoşuma gitmedi. Zaten ilişkileri bir hafta içerisinde o kadar ilerledi ki kendimi evlenecek çift okuyorum gibi hissettim. Erkek karakteri çok sevdim ama Kız karakter için aynısını söyleyemeyeceğim. Bir bölümde okuduğum kısımda kendimi Türk dizisi izliyor gibi hissettim bu arada ddhsbhs neden öyle bir sahne yazmış cidden anlamadım. Bir de şunu demek istiyorum. Bazı diyaloglarda bence yazar karakterleri konuşturamamış ve bu da Abbi'nin saçma sapan cevap vermesine sebep olmuş gibiydi.
Reklam
bu velhamdulillah vessalatu vesselamu Ala rasulillahi Ah ah Şeytan insanları boş boş hayaller L avutuyor boş kuruntularla onları oyalayıp duruyor çölde yol alanlar zaman zaman serap görürler değil mi Onu gerçek zannederler ve ümitle oraya doğru koşarlar Halbuki bir hayalin peşinde koşturup dururlar geç anlarlar aynen onun gibi Şeytan
Ah Hazal
Camdan dışarıya bakıyorum gelip geçen hayatlara. İnsanlar işten çıkıp evlerine gidiyor. Güneş batıyor. Lacivert araba. Siyah kedi. Beyaz bisiklet. Kuşlar havada uçuyor. Anne var. Baba var. Kardeş var. Işıklı tabela 1+0, 1+1 kiralık daire. Sarı taksi. El ele yürüyen çift. Çöp toplayan çocuk. Ciğerini yırtarcasına “Ah Hazal” diye bağıran genç. Yalnız yürüyen yaşlı adam. Evin kapısı açılıyor. Dışarı giriyor içeriye, içeri çıkıyor dışarıya. Nöbet değişimi. Her gün aynı şeyler. Dışarıdan bana doğru sokak lambası geliyor. Lamba ile konuşuyorum. Öteki gelenlerle konuşuyorum. Bir görsen ne dertliler, neler görmüş, nelere tanıklık etmişler.
kabuk
Cigaramdan bir fırt çekiyorum ciğerlerimin derinliklerine doğru dağlara bakıyorum odanın küçük kirli penceresinden. Dağlar kafalarını bulutlara gömmüş görmek istemiyor gibi üzerlerinde gerçekleşen savaşı. Ölmek istiyorum korku hâkim oluyor bedenime, kalbime, beynime yapamıyorum. Hüzünlü şarkılar dinliyorum. Hüzünlü kitaplar okuyorum. Hüzünlü
Güneş Çocukları / Ayşegün Korkmaz
- 2023 Şubat Ayı Öykü Etkinliği #194914348 - İlham perisi flütünü üfledi. Notalar ressamı harekete geçirdi. Keşfedilmemiş koskoca bir evren vardı tuvalde. Her fırça darbesi bu evrene yapılan başka bir yolculuktu. Mi sesiyle yaptı çıkışını. Ressama güvenli bir ortam hazırlayarak yaratıcı gücün sınırlarını zorlamak istedi. Paletine sarı doldurdu
Reklam
101 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.