Cihan Ormancı

Cihan Ormancı
@cihanormanci
Geçmişin İzinde roman serisi yazarı *Şifre *Gerno'nun Sırrı *Kara Kıta Uyanıyor Detaylıca bilgi için, instagram.com/cihanormanci/?h...
’Çok bir şey istemedik dostum’ dedi kısa bir süre sonra mırıldanarak... Ardından kararlı bir surat ifadesiyle konuşmasını sürdürdü: -Eşit yurttaşlık hakları! Hepsi bu... Geçmişten bugüne süregelen tartışmaların, olayların, algı operasyonlarının tek bir sonucu vardı. Beyazların kafalarından atamadıkları, atmaya çalışmadıkları ten rengi hastalığı, biz siyahileri gerçek bir Amerikalı görmemelerinden kaynaklanıyordu. Onlara göre bizler hiçbir zaman Amerikalı olamadık. Hala Afrikalıların birbirini yediğini ve çamurdan kulübelerde yaşadığını sanan beyazlar tanıyorum. Irkçılığın nesilden nesile aktarılan bir kanser olduğunu artık daha iyi anlıyorum.
HerdemkitapKitabı okudu
Reklam
İşte, her yolun sonu olduğu gibi, sonların da elbet bir başlangıcı olacaktı her daim. Vedalar, yeni merhabalara kapı aralarken, insanın bitmek bilmeyen dünyevi arzularına, ihtiraslarına aynı zamanda pişmanlıklarına sebep oluyordu istemsizce. Bunun adına da tecrübe diyorlardı. Ancak aslolan, insancıl duyguları kaybetmeden, kırıp dökmeden yaşadığımız yaşlı topraklardan ayrılmak değil miydi?
herdemkitapKitabı okudu
Özgür bir kuş, kafeste olan ve hareketleri kısıtlanan bin kuştan daha mutlu ve daha güçlü olacaktı her daim. Özgür bir kuşu gökyüzünde seyretmek ise, kafesteki bin kuşa bakmaktan daha çok keyif verecekti insanoğluna.
herdemkitapKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Kukla devlet başkanları, cetvelle çizilmiş ülke sınırları, yoksulluktan başını kaldıramayan halk, zengin yer altı kaynaklarının sömürge devletlerce talan edilmesi, tarıma elverişli arazilerin kullandırılmaması, kara kıtada her yeni doğan güneşe ümitsiz bakan insanlar türetmişti. Umutsuz hayal olamazdı. Hayallerin gerçek olabileceğine bizleri inandıran yegane kuvvet umuttu. Umudu elinden alınan biçare siyahi insanlar için geriye tek bir şey kalıyordu; mana alemindeki özgürlüklerini kaybetmemek…
herdemkitapKitabı okudu
Bizler bu dünyanın üvey evlatlarıyız… Yine de ölmek istemiyorum biliyor musun? Yaşamak istiyorum. Acısı fazla olsa da kor bir ateşin şekilsiz karanlığında uyuyakalmış kalmış çıplak bir şehrin temsilcileriyiz biz. Silkinip doğrulur muyuz bilmiyorum ama derme çatma yaptığımız şu yaşlı binalar kesin zaferimizi göremeyecek kadar hastalık sahibiler. Belki bir gün keder dolu caddelerimiz, gerçek bir zafer gecesinin pırıltılarıyla dolup taşar. O zamana dek gölgeler bir dev, kuşlar birer ejderha olarak karşımıza dikilecek.
herdemkitapKitabı okudu
Reklam
’Çok bir şey istemedik dostum’ dedi kısa bir süre sonra mırıldanarak... Ardından kararlı bir surat ifadesiyle konuşmasını sürdürdü: -Eşit yurttaşlık hakları! Hepsi bu... Geçmişten bugüne süregelen tartışmaların, olayların, algı operasyonlarının tek bir sonucu vardı. Beyazların kafalarından atamadıkları, atmaya çalışmadıkları ten rengi hastalığı, biz siyahileri gerçek bir Amerikalı görmemelerinden kaynaklanıyordu. Onlara göre bizler hiçbir zaman Amerikalı olamadık. Hala Afrikalıların birbirini yediğini ve çamurdan kulübelerde yaşadığını sanan beyazlar tanıyorum. Irkçılığın nesilden nesile aktarılan bir kanser olduğunu artık daha iyi anlıyorum.
-Sizce ne yapmalıyım? Umudun peşinden mi gitmeliyim yoksa daha fazla acı çekmemek adına hiçbir şey olmamış gibi hayata devam mı etmeliyim? Beklemediği bir soruyla karşılaşan yaşlı kadın eline tutuşturulan papatyalara baktı. Biraz duraksadıktan sonra: -Umut bu dünyadaki en büyük hazinelerden biridir centilmen çocuk. Hâlâ umudun varsa sakın durma! Zaman akıp giderken zaten her an kaybediyorsun!
-İnsanlığımızı hangi çağda, ne zaman kaybettik bilmiyorum ama; galiba her coğrafyanın ’zencisi’ değişse de, kendine bir düşman yaratmayı her seferinde başaran bir ’beyaz’ insan ortaya çıkıyor ve benzer acıları düşman gördüğü kişiye uygulamakta sınır tanımıyor. Aynı gökyüzüne bakan insanlar neden hep kavga halindeler?
50 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.