Yazar bir kış günü arabasıyla fantastik bir vadiden geçerken kaza yapar. Aracın içinden kan revan içerisinde çıkarılırken kendisini tutan ellere bakar. Bu eller bir kadına aittir...
EVDE
Kadın, yazarın en büyük hayranlarından biridir. Kendisine "Kitaplarınızı beğenerek okuyom ama sonunu iyi bağlayamıyonuz. Benim istediğim gibi yazceksiniz." der.
Yazar da "Ne diyon hanfendi allah aşkına.." deyip kadını tersler. Vay efendim sen misin ne diyon diyen deyip (diyon diyen diyojen) baltayla yazara saldırır. Yazar kan revan içerisinde çığlıklar atarak pencereden atlar. Ayağı burkulmuş ve yürüyememektedir. Tam o sırada kadın bir eliyle pencere pervazına tutunarak "Geliyom!" diye bağırır. Tam üzerine atlamıştır ki saçından çekildiğini farkeder.
Bu bir polistir. Polis kelepçeyi taktım derken arkadan bir ses işitir. Bu ses, çim biçme makinesinin sesidir. Üzerinde de kelepçelemeye çalıştığı kadın vardır. "Bu nasıl oluyo yaw.." diyerek şaşkınlığını gizleyemeyen polisi paramparça eder.
Sonra birbirlerine aşık olurlar.
SadistStephen King · Altın Kitaplar · 20194,594 okunma
1989'da Trabzon'da doğdu. İstanbul'da yaşıyor. Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu. Alanı ile ilgili çalışmalarını çeşitli eğitim kurumlarında sundu.
Şiirleri hayal bilgisi, ıhlamur, keşke, fraktal, tay, sade, hantek, edebistan, amanos edebiyat gibi dergilerde yayımlandı.
SerinHülya Acet · Noktürn Kitapları · 20176 okunma
Bu kitabın gereğinden fazla abartıldığını düşünüyorum. Bir başyapıt değil. Yeni bir şey söylemiyor. Yabancı kitabını anımsatan bir karakteri var, sadece biraz daha yavan. Yayınevinin çevirisi güzel.
Zaten kısa, yoklukta gider.
Olağanüstü Bir GeceStefan Zweig · Aperatif Kitap Yayınları · 2019144.7k okunma
Çok uzun zamandır böylesine eğlenceli bir kitap okumamıştım. Özellikle toplu taşımada okumamak lazım. Millet bir tuhaf bakıyor.
Kitap kesinlikle bir şeyler katmıyor. Hayata daha geniş açılardan bakmanızı sağlamıyor. Ortamlarda kız avcılığı yapacak entelektüel birikimi vermiyor ya da sosyal medyada çok değişik aforizmalar yaparak ilgiyi üzerinizde toplamanızı sağlayacak öğeler barındırmıyor.
Bu kitabı bir elinizde bira kafa hafif kıyak bir halde okursanız güldürme etkisi 10x nispetinde oluyor.
Sözlerimin sonuna gelirken buradan halamlara selamlar.
Tanrımmm!
Ne gaza gelmiştim bunu okurken...
Konya Selçuk'ta pısırık bir ergenken, kitabın yarısına gelmiş, kampüsün çimlerinde aynı sınıftan 10 kişiye tanıtımını yaparken bulmuştum kendimi.
O günü hiç unutamıyorum. İlk defa içimdeki özgüvenin tavan yaptığı bir yıldı. Ama işin garip tarafı bu etki sadece iki hafta sonra geçmiş ve eski halime geri dönmem uzun sürmemişti anlayacağınız.
Karakter oturmadan kesinlikle okunmaması gereken bir kitap.
İş hayatı için, başarı hırsından gözü başka bir şey görmeyenler için ideal olabilir. Evet sizi motive ediyor.
Robbins, imkansız diye bir şey yoktur diyor özetle.
Ama çatıdan atlarsanız en iyi ihtimalle felç kalırsınız.
Bu ihtimali de hiçbir zaman unutmayın derim.
Bir dinin hiç mi güzel tarafı olmaz?
Bir olguyu şeytani göstermek taraf olmak değil midir?
Tamam dinlerde akıl almaz şeyler var bu doğru.
Öte yandan dinlerin hayatla ilgili güzel öğütleri de var.
Ayrıca değinmeden edemeyeceğim, kitapta konular çok fazla birbirini tekrar ediyor. Bu da kitabı sıkıcı kılan etkenlerden biri.
Hızlıca yazıldığını (aradan çıksın hesabı) düşünüyorum.
Okunmaya değer bir eser değil.
Karanlık bir çağ.
Ölmeyi dileyen insanlar.
Sokak ortasında yığılan cesetler.
O cesetleri toplayan kepçeler.
Amaçsızlık.
Kopkoyu bir boşluk.
Şikayet gelir şimdi kitapla alakası yok diye.
Asıl sizin hayatla alakanız yok.
Cheers.
Robin Sharma'nın okuyanları bilge yapmak suretiyle, elde ettiği kazançla kendi Ferrarisi'ni almak için çıktığı yolculuğu anlatıyor.
Tam olarak bu, evet.
Tüm dünyada milyarlarca insana etki eden, müslümanların rehberi, bir inanç kitabı.
Kitabın Miladi 610 yılında İslam Peygamberi Muhammed'e indirildiğine inanılıyor.
Tarihi açıdan altın çağını Muhammed'in vefatına kadar sürdüren, ondan sonra da Endülüs Emevileri tarafından bu parıltılı yılların "The Reconquista" dönemine kadar devam ettiği bu din, günümüzde birçok mezhebe bölünmüş ve farklı görüşler neticesinde aslını yitirme tehlikesiyle karşı karşıya kalmıştır.
İslam dini temel esas olarak Kuran ve Sünnet akidesini sürdüren "Ehl-i Sünnet" anlayışına sahip mensuplarıyla, "Sadece Kuran bize yeter" diyenler arasında tartışmalara konu olmuştur.
Bu kadîm dinin kitabını okumak, en azından bilgi sahibi olmak, hayatınıza nasıl bir yön vereceğinizle ilgili size fikir verecektir.
Tatlı-sert adamlar olun, eğer bir kadının sizi ömür boyu el üstünde tutmasını istiyorsanız...
Böyle demezdi Zorba.
Kestirmeden giderdi şüphesiz..
Kadınlara yönelik sözleri çok tartışıldı. Kimileri hayran oldu O’na, kimileri düşman..
Ama sözünün eriydi. Ânın adamıydı. Geçmiş ve gelecek onun için sadece bir çilingir sofrası muhabbetiydi olsa olsa..
Günahı dibine kadar yaşayan, sonrasında peygamber gibi bir adama dönüşendi Zorba.
Anthony Queen’in efsanevi rolüyle özdeşleşen bu adam, yüreğimizdeki yaşam ateşini körüklemiş ve hafızamızın unutulmazlar köşesine yerleşmişti.
Eğer bir gün bir elinizde şarap, diğer elinizde mangal ateşini harlayan küreğiniz olursa, hatırlayın O’nu.
Hatırlayın yaşamın benzersiz halini.
El-âlem ile olun, elalemi cehenneme gönderin!
ZorbaNikos Kazancakis · Can Yayınları · 202016.1k okunma
Palyaço sever misiniz?
Kanalizasyon çukurunda bakarsa bir de gülen gözlerle..
Bennn Yaşar Usta!
Korkutma beni!
Korkutma sevdiklerimi!
Çekme o sifonu, ağlamasın bebekler!
Ve o beyzbol oyuncusu..
Zombiye dönüşmesin nedensiz!
Adam King beyler!
Oturtmamıştı aylarca klozete..
Kapıyı açık bırakırdım geceleri.
Bir el rögar kapağından çıkar diye..
Yürüyemedim sokaklarında şehrin.
Azizim..
O çikolata kaplı masa var ya!
İşte o sana...
Sana..
Neyse.
Bir psikiyatrın başından geçenler...
Aah ah uzun yıllar önceydi.
O zamanlar masturbasyon henüz keşfedilmekteydi.
Yüzümde sivilceler, her biri patlayadursun, susuz bir köpek gibi içmiştim bu kitabı.
En büyük hüznüm hediye olarak vermekti bir arkadaşıma. Geri gelmedi.
Salaklık baki...
Hayat acıdır ile başlıyordu bu güzel.
Doktor ama ne doktor! Ruh doktoru!
Hastalarla ilişkilerinden, spiritüel yolculuğunda elde ettiği deneyimlere kadar adamı bindiriyor trene, inme diyor.
İnme geldi be adam! Ölecektim az daha!
Az Seçilen YolScott Peck · Akaşa Yayınları · 1998479 okunma
Adam var.
Sistemin köpeği olmuş.
Biri var.
Sistemin tepesine oturmuş.
Bi ofis var.
Kayıtlar yok olmuş.
Bi kadın var.
Kafası karışık.
Adam kadınla sevişiyor.
Kameralar yayında.
Big Brother kim diye sorarsalar eğer..
Dayımın oğlu dersin.
Goldstein’in suçu neydi ulan!
O değil de iyi işkence ettiler..
1984George Orwell · Can Yayınları · 2023166.6k okunma
