Bugün benim günüm
Hayat acımasız çarkına benide sardı yuvarlanıp dönüyorum.
Dünyamı daha hızlı ben mi kestiremedim yetişemiyorum Sarsıntılar dan
Daha yolun yarısında bile değilim neden yorgunluk kirpiğim kaybolsa yıkılacak durumdayım.
Taşımak mümkün değil boyu aşmış gam keder faslı
Nasıl desem hayat narin yüreklere torpil geçse itiraz eden olur
İlişkileri böyle bir günde, bir veda sözcüğü bile söylenmeden bitivermişti işte. Sarkmamış, sünmemiş, ayağa yapışmış çiklet gibi uzamamış, korktukları olmamıştı.
1960’lı yıllarda “Âdâb-ı Muaşeret” diye bir ders okutulurdu.
Peki nedir Âdâb-ı Muaşeret?
Âdâb-ı Muaşeret kısaca çocuklara insan olmayı öğretiyordu.. İşte o dersin konularından bazıları;
- Ayakta bir şeyler yiyip içilmez.
- İnsanların yanında eller pantolon cebine sokulmaz.