Hiç değişmemişsin Tanrım
Sevmiyorsun hâlâ çocukları
Çiklet sattırıyorsun parklarda gene
– Bana da sattırmıştın, unutmadım
Sen çoktan unutsan da –
Tutuşturup bir kutu
Okul çıkışı ellerine
Hiç değişmemiş ama çocuklar da
Salıncağa biniyorlar işi asıp
Düşünürken bir yandan
Ne diyeceklerini akşam eve
Korka korka
Dönüyor dünya
sen çiklet çiğniyorsun ben esrar içiyorum greenwich'te saat yok: green sleevesi çalıyor unutulmuş bir cazband söylüyorum arkadaşımdır söylüyorum inatla sen anla
Şu her şeyde mana arayan, anlam arayan, mantık arayan insanlarda olmazsa!
“Senin adın genç popçu
Abin de iyi topçu “
harikaydı… Tam istenildiği gibi… Yeterince uyduruk ve anlamsızdı. Ciklet kapaklarında yazan tekerlemeler kadar ilkeldi. Sözde mana arayan o gerici kafalara balyoz gibi inecekti bu güfte.
Sayfa 99 - İmge kitabevi-medya yazıları “Kitabı okudu
Gözümü açtığımda her şafak vakti
Aklıma düşünceler akmaya başlar bir sel gibi
Aralarından bir tanesi galip olur
Oraya yapışır adeta bir ciklet gibi
Nedir yahu bu ?
Hayatın monotonluğundan sıkılmak mı?
Veyahut gördüğün filmi aratmayan rüyan mı?
-Nur-
Öpüşmek dişlerimize de iyi gelir. Öpüşme beklentisiyle ağızdaki tükürük antar ve dişler plakları dağıtan bir banyo yapmiş olur. Öpüşürken ya da öpüşmeyi düşünürken, tıpkı açken güzel bir
yemeği düşündüğünüz zamanlardaki gibi ağzımız sulanır. Bu
tükürük banyosu dişlerin çürümesini önleyen, önemli bir etkendir.
Çiklet ya da meyve çekirdeği de gerektiğinde tükürüğün artmasını
sağlar ama günde bir öpüşme sizi dişçiden kurtarır.
— Geç kaldın.
— Sana çikletle şeker almaya gittim.
— Bana şekerle çiklet belli günlerde alınır. Hak ettiğimde.
— Belki bugün hak etmişsindir. Dün gece, kendi kendime bir oyun kurmaya çalışıyordum, bana yardım ettin..