Bugün benim günüm
Hayat acımasız çarkına benide sardı yuvarlanıp dönüyorum.
Dünyamı daha hızlı ben mi kestiremedim yetişemiyorum Sarsıntılar dan
Daha yolun yarısında bile değilim neden yorgunluk kirpiğim kaybolsa yıkılacak durumdayım.
Taşımak mümkün değil boyu aşmış gam keder faslı
Nasıl desem hayat narin yüreklere torpil geçse itiraz eden olur
1960’lı yıllarda “Âdâb-ı Muaşeret” diye bir ders okutulurdu.
Peki nedir Âdâb-ı Muaşeret?
Âdâb-ı Muaşeret kısaca çocuklara insan olmayı öğretiyordu.. İşte o dersin konularından bazıları;
- Ayakta bir şeyler yiyip içilmez.
- İnsanların yanında eller pantolon cebine sokulmaz.
Yerden göğe haklısınız, sevgili dostlar,
Görünce hop oturur hop kalkarız,
Ne oldum delisi, şımarık bir kızcağız,
Ağzında çiklet sabahtan akşama kadar,
Yoktur farkı manda gibi yayılandan,
Oturup habire burnunu karıştırandan,
Aman, bu yapışkan illete kapılma sakın,
Sonunda yapışkanın teki olur çıkarsın,
Bilmem, var mı aranızda bilen biri
Bayan
İlişkileri böyle bir günde, bir veda sözcüğü bile söylenmeden bitivermişti işte. Sarkmamış, sünmemiş, ayağa yapışmış çiklet gibi uzamamış, korktukları olmamıştı.