Şurup kutularının üstünde yazan ve daha çok devletin insanları yönetirken kullandığı o şey, kaç gündür benim için de geçerli. Ters çevrilip çalkalanmış gibiyim ve şu sıralar; kendime pek hürmet edesim gelmiyor.
Su içerken suyu düşündünüz mü hiç; yıldızlar gecenize ne katar; güneşle birlikte neler uyanır bir kentin varoşlarında? Şarkıları bin yıldır ölümü ve ayrılığı söyleyen bir ülkede siz gerçekten özgür müsünüz? Birbirinize bu kadar benzemek canınızı sıkmıyor mu?
Ne tuhaf, insanın en büyük hazinesi, ona en büyük acıyı çektiren yüreğiydi ve gökyüzünü içine alacak kadar genişti. İnsan bunu ne geç öğreniyordu.
İki ayrı yöne kayan birer yıldız gibi terk ettiler orayı...
1998
Neden akşamlar başkalarının evleri için günü noktalayan bir ışık toplamıdır da bizim evlerimize simsiyah bir pıtrak topu gibi düşer? Biz günden neyimizi esirgedik ki...