Bana çılgın diyorsun, seni sevdiğim için. Yanılıyorsun, sevmek çılgınlık değil. Sevmek insan tarafımızı bulmamızda bence. Biraz da yaklaşmamızdır Tanrı'ya zaman zaman.
Dünyada sevmeyenlere, sevemeyenlere acımalı. Ot gelip ot gidenlere acımalı. Sevebilen insan kendini keşfetmiş insandır. Talihli insandır. Çektiği bütün acılara rağmen, mutlu, kıvançlı insandır o. Aşktır yücelten bizi ve derinliğimiz aşktandır. Gerisi boş, yalan.
Aşksa; sevmektir. Durmadan, nefes alırcasına sevmektir. Sevmekle sevilmek ayrı şeyler... Sevilmeyi çoğaltmak, ona bir başka şekil vermek, daha da yoğunlaştırmak onu elimizde değil. Oysaki sevgimizi dilediğimiz gibi yoğurabilir, dilediğimiz şekli verebiliriz ona.
Derinlikse derinlik, yükseklikse yükseklik, genişlikse genişlik.
Sevmekte gücümüz var, irademiz, aklımız var. Biz varız sevmekte. Sevmek yaratmaktır bir bakıma. Sevilmekse, yaratılmak.
Demek ki biz seninle birbirimizi yaratıyoruz durmadan. Sen beni yarattıkça güzelsin işte ve ben seni yarattıkça güçlüyüm, daha bir insanım.
Beni sevmeseydin yine bir şey değişmeyecekti benim için.
Sen biraz eksik kalacaktın, biraz sen kaybedecektin. O kadar. Şimdi insanların en güzeliyiz, en iyisiyiz elbette. Seviyoruz, seviliyoruz.
Sevgimi anlamadığın ve ona saygı göstermediğin anda ölebilirim. Karşılık vermediğin anda değil. Birbirimizi yeniden yaratmaya devam edelim.
Onu hiç doymayacakmış gibi öpmeye devam ederken, yer değiştirip üstüne geçti. Çılgın öpücükleri yavaşladı, nazik ve yumuşak arma hâlâ bütün etkisiyle öpmeye devam etti. Yüzünü, gözkapaklarını, burnunu, dudaklarını öpücük yağ- muruna tutuyordu. "Daha rahat bir yer derken, kastettiğim bu değildi."
Marie Force
Sydney onun için pürüzsüz hale
Öyle uzaktan seviyorum seni,
Yanaklarına sızan iki damla yaşını silmeden.
En çılgın kahkahalarına ortak olmadan.
En sevdiğin şarkıyı beraber mırıldanmadan.
Cemal Süreya
Sancısını yaşıyorsun kaç
zamandır
Yeni bir güne sevinçle
başlamanın
Yoluna ışık tutan sözcükler
Var mı o günün ışıltılı
kanatlarında
Rüzgara dost olan soluklar