Mektuplarını üzülerek okudum. Sen ki son liman, son ümit, son dost, ilk ve son sevgilisin. Sen ki yıldızım, sen ki annem, sen ki çocuğumsun. Acılarımla hırçınlaştığına üzüldüm. Istıraplarım çok mu çirkin, çok mu çocukça? Onları senden de mi gizleyeceğim? Sahneye maskeyle çıkmak! Ben aktör değilim. Sesinin tonunda minnacık bir soğuyuş hissettiğim
Korkusuz, cesur, deliliği kadar zekasıyla hayranlık uyandıran, merhametli ve aşık Don Quijote ve muzip, sersem, çılgın ama saf olan Sancho Panza'nın yaratıcısı Cervantes bize muazzam bir hikaye bahşediyor.
Bir zamanlar köyündeki dört duvarında kahyası ve yeğeniyle birlikte yaşayan Alonso Quijano adında bir adam varmış. Elinden
°
Seni çok seviyorum, ama çok, çok, çılgın gibi seviyorum seni, ama evlilik beni ürkütüyor, korkunç bir korku veriyor bana. Karakter olarak doğuştan tembelim ben, bunu yadsımıyorum; beni en çok rahatsız eden şey çalışmak zorunda olmak...
°
"Bana çılgın diyorsun
Seni sevdiğim için.
Yanılıyorsun, sevmek çılgınlık değil.
Sevmek insan tarafımızı bulmamızdır bence.
Biraz da yaklaşmamızdır tanrıya
Zaman zaman.
Dünyada sevmeyenlere
Sevemeyenlere acımalı.
O ot gelip, ot gidenlere acımalı.
Sevebilen insan
Kendini keşfetmiş insandır.
Talihli insandır.
Çektiği bütün acılara rağmen
Mutlu, kıvançlı insandır o.
Aşktır yücelten bizi
Ve derinliğimiz aşktandır.
Gerisi boş, yalan.
Aşksa, sevmektir.
Durmadan, nefes alırcasına sevmektir."