Toplumsal ahlakın çöküşü: toplumdaki cinsiyetçi yaklaşım, cinsel kimliğin kişilik kimliğinin önüne geçmesi, toplum bilincinin bireysellik bilincine dönüşmesi, kutuplaşma ve yoksunluk.
Cinsel kutuplaşma, insanı özgün bir yola, karşı cinsle birleşmeyi aramaya iter. Erkek ve dişi kutuplaşması her erkeğin ve her kadının içinde var­dır. Fizyolojik olarak kadın ve erkek, her ikisi de kar­şı cinsin hormonlarına sahiptirler. Ruhbüimsel olarak da kadın ve erkek iki cinsiyetlidir. İçlerinde alma ve nüfuz etme, nesne ve ruh unsurlarını taşırlar. Erkek ya da kadın kendi içinde birliğe, ancak içindeki erkek ve dişi kutupları birleştirerek ulaşabilir. Kutuplaşma tüm yaratıcılığın kaynağıdır.
Reklam
"Yitmekte olan cinsel kutuplaşmayla birlikte bu kutuplaşma temeline oturan cinsel aşk da yitiyor. Karşıt grupların eşitliği yerine, erkek kadın aynılaşıyor. Çağdaş toplum, bireysel olmayan eşitlik fikrini öğütleyip yayıyor. Çünkü sürtüşüp pürüz çıkarmadan kalabalık topluluk içinde çalışabilecek, birbirinin eşi, çekirdek insanlara gereksinim duyuyor toplum. Bu insanların hepsi verilen emirlere uymaktadırlar, ama yine de kendi isteklerini yaptıklarına inandırılmışlardır."
TAOCULUK Çin kökenli dinî-felsefî sistem. Taoculuk (Taoizm, Daoizm), Konfüçyüsçülük’le birlikte 2000 yıldan fazla bir süredir Çin’de hayatın her alanını biçimlendirmiş iki büyük yerel dinî-felsefî sistemden biridir. Temelinde “yol” mânasında tao (dao) kavramının yer aldığı Taoculuğun Çince karşılığı Dao-cia’dır (yolun nesli). Kökeni eski Çin
Cinsler arası kutuplaşma yok olurken, buna dayanan cinsel sevgi de giderek yok olmaktadır. Yani başka cinslerin eşit kişileri olmaları gerekirken erkekle kadın birbirinin aynı olup çıkmaktadır. Çağdaş toplum, bireysel olmayan eşitlik düşüncesini iyiden iyiye benimsemektedir.
Feminizme Eleştirel Bakış
Kadın eşitliğinde olduğu gibi, genellikle ilerlememizin işareti olarak övülen, bazı başarılara kuşkuyla bakmak gerekiyor. Kadın eşitliğine karşı söz etmediğimi belirtmem gereksiz. Fakat bu eğilimin, eşitlik yönünde olumlu yanları kişiyi yanıltmamalı. Bu farklılıkları ortadan kaldırmaya yönelen eğilimin bir parçasıdır. Eşitliğin değeri şu noktaya kadar düşünülmüştür: Kadınlar eşittir, çünkü onlar artık erkeklerden farklı değillerdir. Aydınlanma felsefesinin önermesi olan "l'ama n'a pas de sexe" (ruhun cinselliği yoktur) genel bir alışkanlık haline gelmiştir. Yitmekte olan cinsel kutuplaşmayla birlikte bu kutuplaşma temeline oturan cinsel aşk da yitiyor. Karşıt kutupların eşitliği yerine erkek kadın aynılaşıyor. Çağdaş toplum, bireysel olmayan eşitlik fikrini öğütleyip yaymakta. Çünkü sürtüşüp pürüz çıkarmadan kalabalık topluluk içinde çalışabilecek, birbirinin eşi, çekirdek insanlara gereksinim duyuyor toplum. Bu insanların hepsi, verilen emirlere uymaktadırlar, ama yine hepsi kendi isteklerini yaptıklarına inandırılmışlardır. Nasıl ki çağdaş yoğun üretime malların standartlaştırılması öyle bir gerekliliktir ve bu işe "eşitlik" denmektedir.
Sayfa 24
Reklam
64 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.