283 syf.
10/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Andrew Martin adında ünlü bir matematik profesörü Riemann hipotezini keşfeder. Uzaylılar keşfettiği bu hipotezi öğrenir ve onu öldürür. Onun bedenine bir uzaylıyı yerleştirir. Bilimde insanların ileri gitmesini engellemek için profesörün içine yerleşip insanlardan bilgi toplamaya başlar. Dünyaya Andrew Martin bedeninde gelir ve çıplak bir şekilde dolaşır. Andrew Martin’in geçmiş anılarını bilmez ve zorlanır. Ailesiyle tanışır ve anlar ki eşi ve çocuğuyla arasının iyi olmadığını görür. Hipotezi bilen kişileri öldürür sıra Andrew Martin’ in ailesine gelir ancak eşine aşık olur. Ve dünyada kalmak için tüm gücünü geldiği gezegenle irtibatı keser. Aşk için her şeyden ölümsüzlükten vazgeçer. Tabi aile onun uzaylı olduğunu öğrendiğinde bunu çabuk kabullenmez.Martin ‘ in bedenindeki uzaylı artık insandır. Profesörün eşi ve çocuğu için yaptıkları onun kabullenmesini sağlar. Çünkü profesör ailesine çok vakit ayıran biri olmamıştır. Yeni Andrew Martin onlar için yeni bir başlangıç olacaktır. *Matt Haig ‘in daha önce iki kitabını okudum .“Gece Yarısı Kütüphanesi “ ve “Zamanı Durdurmanın Yolları“ kitapları çok iyiydi. Bu da onlar kadar iyi. Sıra dışı konular , sorgulamalar ve akıcı dil onu ayıran özellikleri. Dili çok akıcı bunu tüm kitaplarında görebiliyoruz .Sıra dışı konuları işlerken mutlaka sorgulamalar yaptırır. Son zamanlarda severek takip ettiğim ve kitaplarını beğendiğim bir yazar.
İnsanlar
İnsanlarMatt Haig · Domingo Yayınları · 20237,2bin okunma
176 syf.
8/10 puan verdi
Ölümün Aynası
………….……….………………………………………………………… 1913'te Miguel de Unamuno (1864-1936), 1888'den beri farklı gazete ve dergilerde yayınladığı yirmi altı hikayeyi "Ölümün Aynası'nda" toplamıştır. «Hayır Jose Antonio, hayır! Bu aşk acısı değil, başka bir şey, bu hayat acısı.» S. 8. Hepsi, bazen bizim reddettiğimiz yanlarımıza,
Ölümün Aynası
Ölümün AynasıMiguel de Unamuno · 1984 Yayınevi · 201628 okunma
Reklam
·
Puan vermedi
Knut Hamsun'un 'Açlık' romanı, roman tekniği açısından okuyucuya yeni şeyler vaad etmez. Dildeki ustalık düzeyi ve diğer 'edebi teknikler' açısından da aynı şey söylenebilir. Ama yazar kendi hayat hikayesinden yola çıkarak açlığı o kadar çıplak ve o kadar da çarıpıcı bir şekilde anlatıyor ki, etkilenmemek kesinlikle mümkün değil. Bir tür yazarak çığlık atmak denilebilir buna... Bilindiği üzere; insanlıkla hayvanlık arasındaki o aşılamaz denilen mesafe, uzun süreli açlık ve susuzluk devreye girdi mi, büyük oranda ortadan kalkar. Tarihte kıtlık yaşanan dönemlere bakıldığında bu çok açık görülecektir. Çoğunluk açısından yaşanan şey, hızla bir hayvanlaşma halidir. Tam da bu noktada kitabın kahramanı, azınlık içinde yer alarak, açlığa karşı daha çok insan kalmak amaçıyla canhıraş bir şekilde direnmeye çalışır. Üstelikte açlık ile birlikte diğer can alıcı sorunlara (mesela barınma) karşı yazmaktan, yazarak para kazanmaktan başka bir çaresi de yoktur. Bu durum romanda şöyle ifade edilmiştir; "Ne yapacağım, yazıyorum tabi. Ne yaparım başka? Benim geçimim bu." Dolaysıyla işi çok daha zordur. Söylenecek bir başka ise şudur; yazmak, yani edebiyat insan kalmakta ve de daha fazla insan olmakta ısrardır. Roman alttan alta bize bunu da tekrarlar. Satırlarına bir tür yazma aşkı sinmiştir. #açlık #açlıkromanı #okumak #roman #edebiyat #varlıkyayınları #knuthamsun #yazmak
Açlık
AçlıkKnut Hamsun · Varlık Yayınları · 201728,3bin okunma
376 syf.
·
Puan vermedi
·
4 günde okudu
Ruhum Olmazsa Neye Dönüşürüm?
Her insanın yaşamı içinde kazandığı deneyimlerden kurduğu nesnel veya öznel gerçeklikleri bulunur ve temellerini bu gerçekliklere dayandırarak ömrünü sürdürür. Yazarların dünyası, bu belirtilen bakış açısına göre pek bir farklılık barındırmaz. Yazında bu iki oluşumu yaratma ya da olduğu haliyle açıklamakta sorumluluk sahibidirler. Üslup denilen
Deniz Kurdu
Deniz KurduJack London · İş Bankası Kültür Yayınları · 20146bin okunma
440 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
''Beni buradan kurtarabilecek tek kişi bendim.'' ******** İnceleme SPOILER içerebilir.
Ada
AdaLynne Matson · Yabancı Yayınları · 20183,037 okunma
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Saffet Akkaya
Saffet Akkaya
#alıntı "Ve aslında insan kendi neslinin, kendi öz çocuklarının mirasını mahvetmişti." "Ama ben, çıplak bedenimi örterken asıl gerçeği göremedim. Gerçekte utanılası olan bedensel çıplaklığım değil ama zihinsel çıplaklığım, yani cehaletim olmalıydı." Yıl 2632. Yaşam tükenmiş, insanlık yok olmuş, dünya dediğimiz
Son İnsan, Mahşer, Ulu Divan
Son İnsan, Mahşer, Ulu DivanSaffet Akkaya · Kaktüs Kitap · 09 okunma
Reklam
92 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.