Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Evdeki hayvanlara, içi açılıp araştırılacak bir nesne ya da baş belası gözüyle bakan çok küçük çocuklara evcil hayvan sevgisi aşılamaya kalkışmak büyük bir yanlıştır.
Diğer hayvanlarda sık sık rastlanan bu son hareket, "yön değiştirme faaliyeti" olarak adlandırılır. Saldırganlık uyandıran nesne, yani rakip, doğrudan saldırılamayacak kadar ürkütücü olduğundan saldırganlık hareketleri bir başka nesneye, ürkütücü olmayan bir nesneye,örneğin, zararsız bir seyirciye (hepimizin başına gelmiştir böylesi), hatta cansız bir nesneye.yöneltilmektedir. Bu yollardan ikincisi seçildiğinde nesne, genellikle yumruğun şiddeti altında ezilir, parçalanır. Karı-koca kavgalarında kadının yere atıp kırdığı vazo, aslında kırık bir vazo değil, kocanın paramparça edilip dağıtılan kafasıdır. Şempanze ve gorillerde benzeri bir gösteri, çevrelerindeki dalları, yaprakları kırıp koparmak, etrafı tahrip etmek şeklini alır. Bu da önemli etkisi olan bir harekettir.
Sayfa 161 - İnkılap Yayınevi - 6. BaskıKitabı okudu
Reklam
Anasını tanıma sürecinin sonucu, çocuk kendisini garip bir açmazda bulur. Eğer anne ona ürkütücü bir işaret yaparsa çocuğa, iki mesaj birden iletilmiş olur. Biri, "Ben annenim, özel koruyucun. Korkulacak bir şey yok" derken, ikincisi, "Dikkat et, burada bir tehlike var" demektedir. Çocuk, anasını birey olarak tanımazdan önce, böyle bir açmaza düşmez, çünkü ana, ürkütücü bir şey yaptığında, tehlike işareti veren bir kaynaktan başka bir anlam taşımamaktadır henüz. Oysa, şimdi "Tehlike var ama tehlike yok" gibi bir çifte işaret vermektedir. Ya da bir başka deyimle, "Tehlike var gibi görünebilir ama, işaret benden geldiğine göre ciddiye alman gerekmez" demektedir. Bunun da sonucu, çocuğun ağlamakla, anayı tanımanın getirdiği sevinç arası bir tepki vermesidir. Bu sihirli bileşim gülmeyi doğurur. (Daha doğrusu, doğurmuştur, evrimin bir döneminde. O zamandan bu yana değişmez, iyice gelişmiş, kendi başına bir tepki haline gelmiştir.)
Sayfa 113 - İnkılap Yayınevi - 6. BaskıKitabı okudu
Üç adam Üç adam duruyor: Birincinin kolunda kırık bir keman var, ikincinin başında silindir sırtında frak, üçüncü kıllı bir maymun gibi çıplak..
- Geleneksel din anlayışı en çok kadınlarla ilgili konularda dine ilaveler yapmıştır dersek abartmış olmayız. Kadını köleden beter yapan, kadının erkek egemen toplumda sadece ev işinde ve cinsellikte kullanılmasını, hiçbir alanda kadına hak tanınmamasını savunan izahlar; toplum nezdinde kabul görsünler diye uydurma hadislere ve mezhep izahlarına
Agarta-Şambala, Anunnaki, Elohim
_Agarta, tanrısal üstün ırk Aryanların yaşadığı iddia edilen yer altı imparatorluğudur. Başkenti ise Şambala’dır. Agarta iyiliği, Şambala kötülüğü temsil eder. Dünyada yaşanan tüm olayların Agarta-Şambala mücadelesinden ibaret olduğu iddia edilir. Agarta, teozofik ve ezoterik kaynaklara göre önceki devrenin sonlarına doğru Mu ve Atlantis' ten
Reklam
Şunu bir kere daha belirtelim ki, bu kitapta biz bugünkü çıplak maymunun, o kadar övündüğü büyük kültür aşamalarıyla (yarım milyon yıl gibi kısacık bir süre içinde onu, ateş üretiminden uzay aracı üretimine kadar getirmiş olan göz kamaştırıcı ilerlemesiyle) ilgilenecek değiliz. Bunun çok sürükleyici bir hikâye olduğunu biliyoruz. Ama, çıplak maymunun bu başarıdan başı dönüp, dışındaki parlak cilanın altında sadece üstün bir hayvan yattığını unutmasından korkulur.
Çıplak maymun âşık olmak, cinsel bakımdan bir tek eşe bağlanmak ve sağlam bir çift kurmak özelliklerini kazanmış olacaktı. Bu nasıl olmuş, ona kim, ne yardım etmişti? Henüz primat dönemindeyken birkaç saat, bazen de birkaç gün süren beraberlikler kurmaya yatkınlığı vardı. Ama bunları daha da yoğunlaştırması, uzatması gerekecekti. Ona bu konuda yardımcı olan bir unsur, uzun süren çocukluğu idi. Büyümenin sürüp gittiği uzun yıllarda ana-babasıyla köklü kişisel bağlar kurabilecekti ki, bu bağlar yavru bir maymununkinden çok daha güçlü ve sürekliydi. Büyüyünce ve bu aile bağı kopup, serbest kalınca bir çeşit "ilişki boşluğu" çıkıyordu ortaya. Bu boşluğu doldurmak lazımdı. Demek ki, bu kaybolan ilişkilerin yerini dolduracak güçte yeni bağlar kurmaya hazır duruma gelmişti.
"Alman şairi Goethe, 'üç bin yıllık geçmişin hesabını yapamayan insan günübirlik yaşayan insandır.' demiştir. ... Ancak böyle insan olunur. İnsan ancak böylece çıplak bir maymun olmaktan kurtulabilir. İnsan ancak böylece boşlukta dönüp durmaktan kurtulabilir."
Sayfa 183Kitabı okudu
793 öğeden 511 ile 520 arasındakiler gösteriliyor.