Ben dört kibrit çöpünde kendini yakan bir inancım
Yazmak istıyorum sana. bildiğim, bilmediğim tüm dillerde. önce yazmak, sonra küfretmek. derin bir iç çekişsin sanki. sanki yüzmekten yorulmuş ve bir okyanusta boğulmuş bir mülteci. sanki dokuz doğurmuş bir anne, bir taze ölü kokusu, bir hardal gazı saldırısında. sen habil ile kabil'in hıncı, muhammed'in inancı, ibrahim 'i yakmayan
başka dilde konuşuyor insanlar epeydir çevirmen yalnızlıklar topluyorum bir çeliğin yalın hali nasıl olur ki ? su katılmamış kesmezliğinde hançer, kızgın kor gayesiz. bir suda bir balık boğulmuş, çıkılmaz bir dağa bulut inmiş, kimsenin geçmediği bir yolda çamur kurumuş, ıssız bir ormanda bir ağaç gövdesi soyulmuş , Bana ! ne ! hayatın
Reklam
Şarkı türkü söylüyordu ayaklarım Ayaklarım ne zaman bağımsızlığını ilan etmişti de, uzak bir bir ülke olmuştu benden ? Beynimde bir kibrit çaktılar ülkeler tutuştu..... Yürüdüğü yollardan bana geri dönen , ayaklarımla teperek söndürdüm. Dört yol ağzında durdum, dördününde ağzına tükürdüm. Dört yol ağzında, çevirme yaptım
Zerre’den küre’ye AŞK ola
yazmak istıyorum sana.Bildiğim,bilmediğim tüm dillerde..önce yazmak sonra küfretmek..! ! Derin bir iç çekişsin sanki,sanki yüzmekten yorulmuş ve bir okyanusta boğulmuş bir multeci..sanki dokuz doğurmuş bir anne,sen habil ile kabil'in hıncı,muhammed'in inancı,ibrahim'i yakmayan ateşsin..sen tanrının kendiyle monologu,sen yalnız bir
Sarsak sarı hayatlar Soluk bembeyaz suratlar Hangimiz yaşıyor, hangimiz ölü Kim biliyor gerçekte dünü Kırık parçalanmış bir canavar Dökülüyorum her bir kelimeyle Söylemedi kimse biteceğini Hazırlamadı karanlığa
52 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.