KEMERLERİNİZİ BAĞLAYIN AHLAK SINIRININ ÖTESİNE GEÇİYORUZ
Selamlar, ben Leyla.
Bu kitabın çirkin bir yüzü var. Sadece bu kitapta değil, bu yazarın çoğu kitabında bu çirkinlik var ve okuduktan sonra kendinizi kirlenmiş hissediyorsunuz. Dkdkd (kirlenmek güzeldir diyen okuyucu arkadaşlarıma benden bol kalp)
Tabularınıza ve sınırlarınıza bodoslama dalan bu kitabı okumadan önce lütfen dikkat edin. Ben 
Penelope Douglas ’ın kalemine bayılıyorum. Ne olacağını bilmenize rağmen öyle bir gizem veriyor ki sayfalar elinizin altından su gibi dökülüyor. Akıcılık konusunda garanti verebilirim ama okuduklarınızı sindirebileceğinize söz veremem. İlişki dinamikleri Anadolulu bağrımızın kaldıracağı türden değil. Bakın, lütfen diyorum. Ancak öyle sahneler var ki… Yazar döktürmüş…
Tiernan’ın anne babası Hollywood ünlüsü gibi bir şey ve bu çift günün birinde intihar ediyor. 17 yaşında ortada kalan kızımızın velayeti neredeyse hiç görmediği üvey amcası Jake’e geçer. İki oğluyla beraber Colorado dağlarının eteklerinde yaşayan Jake, evini yetim kalmış Tiernan için açar. Ancak ne derler bilirsiniz, güvenme yetime, gelir koyar… (40 yaş esprim için kusura bakmayın)
Kar yağıp yollar kapandığında aylarca Zirve’de mahsur kalacak olanlara Allah yardım etsin çünkü Tiernan hiçbirine merhamet etmeyecek.
Aşık olunabilme potansiyeline sahip üç erkek olduğu için hepsine aşık oldum.
Jake bana birazcık 
Doğum Günü Kızı Pike’ı anımsattığı için kalbim hep biraz ondan yana olacak. Diğer yarısında da Noah var ama neyse ki onlar için sorun olacağını düşünmüyorum.
Aşkın farklı yüzünü görmek isterseniz lütfen okuyun. Ama dikkatli olun.
125 syf.
10/10 puan verdi
Öfkeli bir kadın suyu bulanık akan bir çeşme gibidir
Bir kadın nasıl hizaya getirilir nükteli ve tatlı bir dille anlatılmış. 
William Shakespeare şiirsel ve edebi anlatımı keyifle bir okuma yaratıyor. Hırçın ve son derece dik başlı olan Katherina'yı süt dökmüş kediye çeviren kocası Petruchio ana kahramanlardır. Kitabın son bölümünde hırçın ve dik başlı tavrından eser kalmayan Katherina şu dizelerle hikayeye son veriyor :
"Öfkeli bir kadın suyu bulanık akan bir çeşme gibidir, Çamurlu, çirkin, karanlık ve güzellikten yoksun.
O böyle oldukça, erkek susuzluktan kupkuru kalmış da olsa, Ne bir damlasını tatmayı, ne de elini sürmeyi kabul eder. Kocan senin efendin, senin hayatın, senin koruyucun, Ailenin başıdır, senin üstündür: Sana bakar, Ve seni geçindirmek için kendini tehlikeli işlere atar, Sen sıcacık evinde tehlikelerden uzak rahatça yatarken O didinir durur, hem denizde hem karada Geceleri gözünü kırpmadan fırtınalarda,
Gündüz soğuk havalarda.
Bunlara karşılık yalnızca tatlı söz, güler yüz
Ve gerçek itaatten başka beklediği bir şey yok...
Büyük bir borca karşılık küçük bir bedel.
Tebaanın krala borçlu olma görevi neyse, Haklı isteğine itaatsizlik gösterdiğinde,
Eşin de kocasına olan görevi budur; Kocasına ters, inatçı, tatsız, hırçın davrandığında,
Sevgili efendisine karşı kötü kavgacı bir asiden, Adi bir hainden başka başka ne olabilir? Kadınların diz çöküp barış yapacakları yerde,
Kavgaya kalkışmaları; Hizmete, sevgiye ve itaate bağlanacakları yerde,
Saltanat sürmeye göz koymaları beni utandırıyor. bedenlerimizin yumuşak, zayıf ve düzgün olması,
Bizim Dünyada didinip üzüntüye gelmemesi,
Huyumuzun, yüreğimizin bedenimizle uyumu
değil de nedir?"
Kör Atış
