Bir zamanların Rum köyü, sonra...
Teşrif buyurduğunuz köye halâ Çirkince diyorsunuz. Hâlbuki orası artık Çirkince diye adlandırılmıyor. Kaza kaymakamı ile parti erkânı devri-cumhuriyette böyle güzel bir vatan köşesinin adını Çirkince olarak bırakmayı muvafık bulmadılar, Dâhiliye Vekâletine müracaat ederek değiştirttiler. Şimdi oranın ismi Şirince'dir... Ya... Şirince...”
Sayfa 99
National Portrait Gallery
"National Portrait Gallery (Ulusal Portre Galerisi) amacı İngiltere'nin daha sonraki kuşaklara esin kaynağı olacak kahramanlarının portrelerini bir araya getirmekti. Burası güzelden çirkine, iyiden kötüye; en yetenekli, en başarılı kişilerin yer aldığı kronolojik bir sergidir. Portreler kronolojik olarak düzenlenmiştir ve en üst katta en eski portreler bulunur. Birinci katta ve en ilginç bölüm olan giriş katı vardır."
Sayfa 103Kitabı okudu
Reklam
141 syf.
10/10 puan verdi
“Sırça Köşk”
Canım Sabahattin Ali’nin kitaplarını deyim yerindeyse nazlanarak, yavaş yavaş okuduğum malumdur. Tekrardan hayata kaldığı yerden devam ederek benim için, sevenleri için kitap yazmaya devam etmek gibi bir lüksü yok. Bu nedenle yayarak okudum bu zamana kadar ama sonra dedim ki yarın senin için var mı ki? Yarının garanti lüksü bende de yok işte.. Bu nedenle fikirler değişir, günler değişir, geceler değişir, kişiler değişir ve hayat akar hep bir yerlere... Kitaba dönersem canımdan, güzel/ eleştirel içerik dolu hikayeler yine.. Bu kez de hikaye sonu bende oluşan sözcüklerim sıralanacak yine.. :) Portakal - sadakat, dürüst, bağlılık.. Beyaz Bir Gemi - güldürdün beni beyaz bir gemi.. :) Katil Osman - bir göz hep uzaklarda denize aşık.. Böbrek - ah doktorlar ahh!.. Cıgara - çocuk... Millet Yutmuyor - millet yutmuyor! :) Bahtiyar Köpek - tam bir Sabahattin Ali öyküsü, üslup harika :) Çilli - beni ağlattın!.. Dekolman - güldürdün beni... :) Hakkımızı Yedirmeyiz! - dolandırıcılar! Cankurtaran - cellat mı doktor mu bunlar? Çirkince - güzel mis gibi Şirince... Kurtla Kuzu - düşünce suçu, düşünce polisi! Bir Aşk Masalı - aşk! Devlerin Ölümü - çünkü hayatın durdurulmaz akışı; evrim! Koyun Masalı - iğneleyici bir şeyler! Sırça Köşk - güncelliğini koruyorsun yine sevgili Sabahattin Ali!.. İşte böyle... :) Canım Sabahattin Ali yazar ben okurum, okudukça da yazarım kendimce naçizane bir şeyler.. Ben böyle, sizlere de Sabahattin Aliciğimin Sırça Köşk adı verilen bu hikaye kitabını keyifle okumanız dileklerimle...
Sırça Köşk
Sırça Köşk
Sabahattin Ali
Sabahattin Ali
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202057.1k okunma
141 syf.
9/10 puan verdi
DİRENİŞİ ÖĞÜTLEYEN HİKÂYELER Sırça Köşk, bir dönemin yasaklı kitaplarından. Okumadan önce neden yasaklı olduğunu tahmin etsek de okuduktan sonra gerçekler neden yasaklanır ki diye düşündürüyor. Bu kadar mı sevmiyoruz gerçeğin anlatılmasını? Bu kadar rahatsız eden ne? Gerçekle yüzleşememek niye? İfade etmeyince, anlatmayınca geçip gidecek mi
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 202057.1k okunma
172 syf.
9/10 puan verdi
Sinop cezaevinde karşısına çıkan mahkumun başından geçenler ve Rıfat Ilgaz'ın emniyetteki bir sorgusu da bu hikayelere girmiştir.. Hikayenin birinde böbrek taşlarını aldırmak bir diğerinde bir köylünün sezeryanla doğum yapması gereken hanımı için hastane köşelerinde ve doktorlara ödemiş olduğu varı yokunun anlatıldığı Anadolu insanının durumu gözler önüne serilmekte..Bir diğer hikayede ise Çirkince'nin o günkü durumu ve yakın zamanda gezmiş olduğum Şirince'ye dönüşümü
Sırça Köşk
Sırça KöşkSabahattin Ali · İş Bankası Kültür Yayınları · 202057.1k okunma
Sana sırılsıklam bir bakışta ben olsaydım.
Günün birinde kadın: "Artık ölmek istiyorum," dedi. "Öyle kötürüm, öyle çirkinim ki! Senin yüzünse ne kadar güzel; beni artık öpemez, beni artık eskisi gibi sevemezsin." Ama kocası, heyecandan kızararak onu kucakladı, cevap verdi: "Seni daha çok, kendi hayatımdan daha çok seviyorum, sevgilim! Seni ilk günkü gibi, bana gülü verdiğin ilk saatteki gibi seviyorum. Hatırlıyor musun? Bana gülü uzatmış, o güzel gözlerinle yüzüme bakmıştın; bense bütün duygularımla mest olmuştum. Ama ben seni şimdi daha da çok seviyorum, sen gençliğindekinden daha da güzelsin, kalbim sana minnettardır; kalbim seni, benim olduğun her gün için takdis ediyor." Erkek odasına gitti, kendisini çirkinleştirmek için yüzüne asit döktü, karısına: "Bir kaza oldu, yüzüme asit döküldü," dedi. "Yanaklarım yanık izleriyle dolu, beni artık sevmezsin herhalde!" "Ah, erkeğim benim, sevgilim benim!" dedi kekeleyerek ihtiyar kadın ve kocasının ellerini öptü. "Sen yeryüzündeki erkeklerin en güzelisin, sesin bugün de kalbimi ısıtıyor, ben seni ölünceye kadar seveceğim!"
Reklam
257 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.