"Dört dörtlük kadınlar görüyorum , zerafet, kıyafetler, entelektüel birikim vs. fakat at hırsızı görünümlü, yüz kelimeyle hayatını idame eden tiplere bağlanıp aşk acısı çekiyorlar. İnsan insanla sınanıyor demek ki..."
İnsanlardaki bu hep üste çıkma çabası nedir? En iyisi benim, en iyi ben kızarım, en iyi kapıyı ben çarparım, en iyi ben severim, en iyi ben sesimi yükseltirim ... En , en, en... Çok sevmek bile "saygı" çerçevesinde olmalı "en" ile değil.
Peki sizce saygı mı, en mi?
Bu sabah çektim serçenin fotoğraflarını, karlarla kaplı dağa karşı incecik dala konmuş . Biraz da hafif şişman, sanırım yuva kurmak için konmuş o dala. Ya da pencerinin önündeki ağacın dalına arkadaşlık kurmak için de gelmiş olabilir. Başka ağaç mı yok, evet evet arkadaş olmak içindir kesin... İnsanlar aleminin acımasızlığından haberdar olmadığı ne kadar da belli... Ya da haberi vardır ve bir şeyleri düzeltmeye gelmiştir.
Mesela burda parmağım yanmasın diye böyle bir alet var, dünyanın başka bir yerinde bir çocuğun yatağı yok ya da başka bir yerde insanlar bombalar arasında dolaşıyor; ama üstünde çatı yok ya da başka bir yerde insanlar sözüm ona medeni denilen ülkelere gitmek için böyle küçücük kayıklarda batıyorlar can simidi yok ama hep de onların çaresizliğinden faydalanan senin gibi pislikler var.