Bu kitabı arkadaşımın yazarını önermesiyle seçtim. İlk bu kitabı seçtim çünkü siz de tahmin edersiniz ki kapağı ''Gelsene, beni okusana.'' diyordu. İlk defa bu tarz deniyorum, eminim ki son olmayacak. Murat Menteş beni kendisine hayran bıraktı, hayır hayır abartmıyorum; hayran oldum. Bu nasıl hayal gücü, bu nasıl üslup? İtiraf etmeliyim ki bazı cümleleri kahkahayla okudum. Yüzümde gülümsememle devam etti kitap.
İçeriğe geleyim yavaştan: Yazar, Ruhi Mücerret adlı yaşlı-100 yaşındaki biri kadar yaşlı- bir adamın hayatını ele alıyor. Civan Kazanova isimli bir gencin de romana dahil olmasıyla sayfalar akıp gidiyor. İçeriği tam olarak söyleyemiyorum çünkü belli bir konu yok. Ancak şunu söyleyebilirim ki yazarımız toplumsal yozlaşmayı, reklamların kitlelere verdiği zararı mizahi bir dille işliyor. Bu da kitabı akıcı yapıyor.
Kitabımızı ilgi çekici kılan unsurları söylersem: Roman kahramanlarının isimleri bkz: Ruhi Mücerret, Civan Kazanova, Korkut Üneli, Masum Cici...
Bana göre diğer ilginç kısım da kitabın bölümlerinin sonrasında Ruhi Mücerret'in ''Mezar taşıma bunu yazdıracağım.'' ve Civan Kazanova'nın ''Bu olmasaydı ben icat ederdim.'' cümleleridir.
Tavsiye etmeyi de unutmuşum. Okuyun, pişman olmazsınız. :)