Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Barzani’nin Belindeki Hançer
Yakın bir zamana kadar Kürtlerin sembollerinden biri de yanlarından hiç ayırmadıkları hançerleriydi. 1500’lerden itibaren ülkemizi ziyaret eden Şarkiyatçılar, Kürdistan’a dair çokça bilgi verdikleri gibi, Kürtlerin yaşamının neredeyse her sahnesini de çizgilere aktarmışlardır. Kürt mirlerinin, ağa ve beylerinin gravürlerinde en dikkat çeken şey
İsveç Kürt kolonisinin edebiyat prensi: Firat Cewerî
M. Xalid Sadînî Independent Türkçe için yazdı M. Xalid Sadînî  Cuma 17 Nisan 2020 İddialı olmak istemem ama bence Kürtçe yazmak, Kürt yazarı olmak, Kürtçe kitap sahibi olmak kutsal bir şeydir. Çünkü özellikle Türkiye'de yaşayan Kürtler (ahval iyi olsaydı Türkiye Kürdistan'ı diyecektim, normal olsaydı Kuzey Kürdistan diyecektim, ama demiyorum,
Reklam
Unutma!!!
2 günlük sokağa çıkma yasağında halk sokaklara dökülüp marketlerin fırınların önünde kuyruklar oluşturdu,izdihamlar yaşandı.Salgın ve insan iç içe girdi. Oysa insan unutandır. Sur'da,Nusaybin'de,Cizre'de,Şırnak'ta aylarca süren sokağa çıkma yasaklarında annelerinin ölü bedenini yedi gün boyunca alamayan çocuklar vardı.Çocuğunun cenazesini buzlukta saklayan anne vardı.Ve kurşunların gölgesinde açlıktan ağlayan çocuklar,marketlerin,tekel bayilerin,fırınların önünü dolduramayan bir halk vardı.
Turunç rengi bir gün batımı, dağlarda beliren silüetler birer birer kayboluyordu. Cizre ovasında bir ceşmeden su içerken, sarhoş bir at koşuyor önümden, sırtında bilmem ne yüklü. Aşkları tevn zamanları gibi eski, "sigara içen bir kadın, kulağı küpeli bir adamın kulağına emrimin" diyordu. Ninemin halısı gibi, dedemin sigara tabağı gibi eskilere götürüyordu. Saçına papatyalardan taç yapmış küçük bir kadın ve saç örüklerini şiirle bağlayan bir adam, kanamış yarasını bastırır gibi bastırıyor kucağına. Sarma sigaramı yakmak için, kibritimin son çubuğunu tutuştururken, tutuşmanın sesi; yerini bir çoban kavalının sesi yerine bırakıyor. O kadar acıklı bir ses ki; sanki yüreğindeki olmamışlıkları koymuş kavala üflüyor. Görkemli bir kalabalıktan çıkmış beynim, aynı anda şaşaalı bir kalabalık geçiyor önümden, herkes herkesi tanıyor, herkes hiç kimseyi tanımıyor. Süryani bir yalnızlık sarıyor dumanı üflerken şehrin üstüne, sonra bir Ermeni ezgisi geliyor uzaktan ve sokaklar birer Kurdî güzellik olup, omzunda taşıdığı mataralarla suluyor şehrin taşsız sokaklarını ve kadınlar güneşi doğuruyor, şehrin insanları uyanıyor uykularından. Bir baba oğlunun yırtığına bir parça yama dikiyor, en mavisinden. Gururla yükselen kavak ağacından bir serçe uçuyor gökyüzüne, burnunda hızma olan bir kadın geçiyor yanımdan, durup, "bir masal anlatır mısın bana" diyor. "Sana kendi dilimde bir masal anlatacağım ve sonunda ölmeyecek kahramanları" diyorum.
Eğer bir şehir olsaydın, cizre olurdun, aşk için bir neden yok ama vazgeçilmez gibi güzel.
1000kitap'ın en güzel iletisi!
"Bugünün çocuğunu yarının büyüğü olarak yetiştirmek hepimizin insanlık görevidir." Mustafa Kemal Atatürk Hatırlar mısınız, bundan yaklaşık 3 ay önce şöyle bir ileti paylaşmıştık: #58596651 Çok değerli
Ferah
Ferah
Abla'nın da desteğiyle 2000 lirayla çıktığımız bu yolda sizlerin
530 öğeden 351 ile 360 arasındakiler gösteriliyor.